Dr. Nurettin Demir

Dr. Nurettin Demir

GÖCEKİÇİ
drnurettindemir@gmail.com

Cumhuriyetin 100. yılına mektup

02 Kasım 2023 - 04:35 - Güncelleme: 02 Kasım 2023 - 04:53

Göcek Meydanı’nda sağında elinde feneri ve başında kasketi bir madenci, solunda bir demet çiçeği göğsünün üstünde tutan, üç etekli yörük kızı, onların önünde Atatürk kararlı adımları ile yürüyüşe hazır… Heykellerin önünde saat 09.00’da kırmızı beyaz giysilerin yoğunlukta olduğu pırıl pırıl giyinmiş genç yaşlı yüzlerce insanımız toplanmıştı. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamaya, o heyecan ve mutluluğu duymaya gelen yüzlerce insanımız meydanı doldurmuştu. Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve konuşmalarla  cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını büyük bir heyecan ve mutlulukla kutladık. Törenden sonra Fethiye Belediyesi Halk Evi Kitap Kafeye gittik. Güzel güneşli bir gündeyiz. Masanın etrafında eski muhtarlardan Adem Akboyun, emekli Başöğretmen Mustafa Akboyun, eşim Prof. Dr. Esen Demir oturuyoruz. Diğer masalarla birlikte Göcek ilkokulu öğrencilerinin amfideki gösterilerini bekliyoruz. Dostlarla çayımızı yudumlarken bir PTT yetkilisi korunaklı plastik zarf içinde bir mektubu masamızda oturan Önder Saral arkadaşımıza verdi. Sadece alan değil masa etrafındakilerde meraklı bakışlarla mektuba dikkatimiz verdik. Özenle açılan mektup, Önder’in oğlu Kağan Saral’dan geliyordu. 2002 yılında yazılmış ve bugüne kadar PTT tarafından korumada tutulmuş,  Cumhuriyetin yüzüncü yılına yazılmış bir mektup. Kağan ortaokul öğrencisi iken yazmış. Baba uzun yıllardır mektup alamamanın şaşkınlığı ile satır satır okudu. Facebook, instagram, tiptok, twitter, whatsApp gibi sosyal medya ve e-posta kullanımının artması ile mektup yazma ve göndermenin rafa kaldırıldığı bir dönemi yaşıyoruz. 

Mektup “Sevgili Cumhuriyetimiz;” diye başlıyor.  “Bu mektubu yazış nedenim PTT nin başlatmış olduğu  ‘2023 yılına mektup’ kampanyası…” 

“Sevgili Atatürk; Türkiye 2002 yılında büyük bir krizde. Sevgili Atatürk, Türkiye hâla bıraktığın yerde, aradan bu kadar yıl geçti. Ülkeler gelişti ama biz hâla aynı yerimizde duruyoruz.  Bütün fabrika, banka, restoranlar battı. Halkın çoğu işsiz kaldı. 

Birçok parti kuruldu. Bunlardan birkaçının kurucusu; Cem Uzan Genç Partiyi, Tayyip Erdoğan AKP'yi, bu saydığım adamlar … bazı insanlar hâla akıllanmadı…” 

“Sevgili Atatürk …. diye devam eden Kağan, mektubun diğer kısımlarında o günlerin siyasi ve sosyal olaylarından algıladıklarını aktarıyor. Avrupa Birliği’ne (AB) giremediğinizden, ABD’nin hâla ülkemiz üzerindeki oyunlarından bahsederek devam ediyordu. 

Önder,  mektubu okuduktan sonra katlayıp cebine koyarken masa etrafındakilerde “21 yıl geçmiş değişen bir şey yok. ABD emperyalizmi Büyük Ortadoğu Projelerinden vazgeçmedi. Filistin Devleti silinmeye çalışıyor. Gazze’de insanlık trajedileri devam ediyor. Dünyanın gözü önünde çoluk çocuk demeden soykırım uygulamaları yapılıyor.” 

Bunları tartışırken trampet ve borazan sesleri sahilden geçti. Benim de mezun olduğum Göcek  Deniz Temiz ilk ve orta okulunun yüzüncü yıl kutlamaları nedeniyle hazırladıkları gösterileri izlemek için amfiye doğru yürürken son okuduğum bir kitap gözümün önüne geldi; mektuplaşmanın bittiği bir dünyada yazılmış. Jodi Ann Bickley’in Pegasus Yayınevi tarafından yayınlanan “Bir milyon sevgi dolu mektup”. Felç geçirdikten sonra, engelliyken dünya üzerinde tabusun tanımasın bir milyondan fazla kişiye sevgi dolu mektuplar yazan bir yazarın eseri. Edinebilirseniz okuyun. Jodi kitabın arka kapağında şöyle yazıyor “Evet, sana, bunu okuyan kişiye: Zor bir hafta geçiren, kara bulutların eksik olmadığını düşünen, görünmez olduğunu sanan, bir sürü arkadaşı varmış gibi görünen ama kendini hep yalnız hisseden sana… Hızına yetişebilmek için bir anlığına da olsa dünyayı durdurmak isteyen, kalbini güvensiz ellere teslim edip duran, her şeye rağmen onlara bir şans daha veren, inancını kaybeden, kaybolan, her şeyi mahvettiğini düşünen sana… Uyuyup bir daha uyanmak istemeyen, bitiş çizgisini göremediğini hisseden kalbi kırıklara, herkese…

Sen inanılmazsın. İnan bana, bu dünyada senin gibi biri daha yok. Değerlisin. Bir anlamı olması için dağları yerinden oynatman gerekmiyor, bazen yalnızca gözlerini açman yeterli. Burada olmayı senden daha fazla hak eden yok. Sen bütün mutlulukları hak ediyorsun. Bunu başarabilirsin.”

Evet Cumhuriyet umuttur. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılı kutlu olsun. Nice yeni yüzyıllara.

Göcek

30.10.2023



 

Bu yazı 360 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Savaş Doğaner
    5 ay önce
    Sağolun hocam elinize sağlık. Cumhuriyeti kim ne zaman anlar ama geç kalmamak şart.