ANDIMIZI YAZAN "ATATÜRK'ÜN FİKİR FEDAİSİ"
Dr. Reşit Galip; 5 Mart 1934'de aramızdan ayrıldı.
Bu dünyadan ayrıldığında 41 yaşındaydı.
Tam 91 yıl olmuş...
Daha Tıbbiyeyi okurken, Balkan Savaşlarına gönüllü katılmış, orada yaralanmış, buna rağmen Kafkas Cephesi savaşlarına katılmıştır.
O kuşak böyleydi, oradan oraya koşarak vatanı kurtarma savaşı vermişlerdi.
30 YAŞINDA AYDIN MİLLETVEKİLİ...
Okulunu bitirince Mersin'de doktor olarak göreve başlamış, Mersin Türkocağı başkanlığını da yapmaktaydı. Atatürk'ün Mersin'i ziyareti sırasında Atatürk'ün dinlediği ve etkilendiği çok güzel bir konuşma yapmış, 30 yaşında AYDIN MİLLETVEKİLİ olarak TBMM'ye seçilmiştir. (1925)
Dr. Reşit Galip tam bir idealist, tam bir miliyetçi ve Atatürk'e devrimlerine inanmış bir vatanseverdir.
Savaşlar sırasında gözünü budaktan sakınmayan DR. Reşit Galip, söz söyleme konusunda da hiç kimseden çekinmemiş ve hatta zaman zaman Atatürk'le de tartışmıştır.
Bunlardan biri:
1931 sonbaharında bir gece Mustafa Kemal’in sofrasında Reşit Galip söz alarak, Milli Eğitim Bakanı Esat Bey’i eleştirmiş ve gericilikle suçlamıştır. Sofra gerilmiş. M. Kemal Paşa, ‘Bakanı’nı zor durumda bırakan bu çıkıştan hoşlanmamış ve “Yoruldunuz, buyurun biraz istirahat edin” diyerek kibarca Reşit Galip'in sofradan ayrılmasını istemiştir. Ancak genç devrimcinin geri adım niyeti yoktur. “Burası sizin değil, milletin sofrasıdır. Milletin işlerini görüşüyoruz. Burada oturmak sizin kadar, benim de hakkımdır” der. Ortalık buz gibi olur ve Kemal Paşa yanındakilere dönüp, “Öyleyse biz kalkalım” der. Sofradaki heyet Reşit Galip'i orada bırakıp çıkarlar.
Sonrasında olanlar daha da ibret vericidir. Reşit Galip, bütün geceyi Dolmabahçe Sarayı'nda pencere kenarındaki bir koltukta geçirir.
Mustafa Kemal uyandığında Genel Sekreteri'ne Reşit Galip'i sorar. “Sabaha kadar bekledi, mahcubiyetini size iletmemizi istedi. Ankara'ya gidecek kadar borç para istedi. 25 lira verdik” derler.
Kemal Paşa: "Ankara'ya gidecek adama 25 lira mı verilir. Bari benim hesabımdan birkaç yüz lira verseydiniz. “Cebinde beş parası yok ama karakterinden hiç taviz vermiyor. Parası yok ama cesareti var” diye ekler.
DR. REŞİT GALİP ATATÜRK'ÜN MİLLİ EĞİTİM BAKANLARINDAN BİRİ OLDU...
Böyle bir kahramandır Reşit Galip, bu tartışmadan birkaç ay sonra 1932'de Milli Eğitim Bakanı olur. 1933 yılı CUMHURİYETİN 10. YILIDIR. O yılın kutlama programlarını hazırlayan bakandır. Bugün, Danıştay kararına karşın okullarda okutulmasına izin verilmeyen ANDIMIZI yazar....
1933 Üniversite Reformunu hazırlar. Bu reform sırasında gerici müderrisler (profesörler)görevden uzaklaştırılır. Bir süre sonra yönetim konusunda anlaşmazlığa düşer ve istifa eder. Kendisini okumaya verir ve kitaplığında yatıp kalkar.
ZATÜRREDEN ÖLDÜĞÜNDE CEBİNDE 5 TL ÇIKTI...
ZATÜRREDEN öldüğünde; üstünde eski bir battaniye, cebinde 5 TL para çıkar. Evi barkı da yoktur üstelik. Atatürk kendi parasıyla bir ev satın alır ve Reşit Galip'in çocuklarına armağan eder...
İnsan hikayesini okuyunca çok etkileniyor değil mi? Başka ülkeler heykelini diker böyle kahramanların...
Peki bugün ne yapılıyor? Irkçılıkla suçlanıyor. Yarım sayfa tarih kitabı okumamış adamlar konuyla ilgili ahkam kesiyorlar...
Ana neden nedir biliyor musunuz?
Andımızı yazması...
Ona çok kızıyorlar. Bir türlü hazmedemiyorlar...
Mustafa Kemal'in askeri olan bu ulusal kahramanlara selam duralım...
Anısına saygıyla...