Baharı uğurlayıp yazın sıcaklarını karşılamaya, turizm sezonunu açmaya hazırlanıyoruz. Yıllardır ilk kez bahar ve yaz ayrımını rahatlıkla hissettik. Erken başlayan sıcaklar yerine, bol yağışlı, serin günlerle geçirdik Mayıs ayını. Mevsim bu şekilde geçerken, çalışan ve ergen bir oğlu olan bir anne olarak ben yaz aylarında oğlumu teknoloji bağımlılığı ve evde oturmaktan kurtarmak için neler yapabilirim diye düşünüyorum.
Yaz okulları, gençlik kampları, bilim kampları gibi gençlerimizi sosyal yaşama adapte edecek programların varlığı herkes için çok önemli. Eminim okurlarımız arasında bu konuda daha önce düşünmüş olan veya şu anda benimle aynı koşulları paylaşan pek çok ebeveyn vardır. Bu konuda neler yapabiliriz, kimleri işbirliğine davet edebiliriz gibi pek çok soruyu ve belki de cevabı hep birlikte gazetemizin sayfasında tartışalım dostlar!
Muğla yaz dönemi için bir cazibe merkezi bu sebeple pek çok bilim insanı, aydın, düşünür, akademisyen ve sanatçı uzunca bir süre neredeyse Kasım sonuna kadar ilimizde ikamet ediyor. Öyleyse bu kaynakları çocuklarımızla, gençlerimizle bir program ve hatta sertifikasyon dahilinde buluşturmak bence harika bir kıvılcım yaratır.
Akyaka gibi bir cennette uçurtma sörfü ve padokla sağlanan binicilik eğitimleri, Fethiye, Marmaris, Bodrum yelkencilik, denizcilik, balıkçılık etkinlikleri, Marmaris’te bulunan matematik ve gökbilim, doğa kampları, Milas’ta halıcılık, Yatağan bölgesinde mermer ve madencilik, Menteşe de üniversitenin sağladığı imkanlar gibi pek çok etkinlik bir potada değerlendirilip şimdilerde bir proje oluşturmak, deneyimledikçe yıllar içinde daha verimli hale getirmek hem o bölgelerde oturan aileler için, hem belediyeler ve sivil toplum örgütleri için önemli bir güdülenme yaratır. Çalışan pek çok ebeveynin çocuğunu bu programlara, gereğinde ücreti karşılığı göndermesi sağlanarak, ekonomik olarak desteklenmesi gereken gençlerimiz için de bir kaynak oluşturmak mümkün olabilir. Yaz aylarında çocuğunu dışarı gönderse trafik kazaları kabusuyla yaşayan, evde tutsa internet ve oyunlardan kurtaramayan, akşam işten geldiğinde çocuğuyla her gün bu sebeple tartışan ebeveynler için bir kurtuluş olacağına eminim.
Sabah kahvaltı sonrası programa katılan, belli saatlerde spor, beyin jimnastiği, sanat vb programları kendince seçerek esnek programlarla, ufuk açıcı işlerde çalışarak zaman geçiren , eğlenen gençler akşam ailenin mesai bitiminde evde olup günün kalan zamanını , dilerse internetini yine ailesinin gözetiminde kullanarak geçirebilir.
Program içeriklerinin gençlerin istekleri ve merakları doğrultusunda, eğlenceli bir şekilde programlanması, bilmedikleri yeni şeyleri öğrenmeleri, merak etmelerinin sağlanması, hayata dönük ve canlı içeriklerden oluşması için gerekenlerin yapılması ciddi bir emek, projelendirme ve profesyonellik gerektirecektir. Gençlerimizin bunun karşılığını fazlasıyla vereceğini, verimli, eğlenceli ve öğretici her programa gençliğin sahip çıktığını, değer verdiğini ve kendisine verilen değerin önemini yadsımadığını; geçtiğimiz günlerde yine gençlerimizin sergilediği siyasi duruşdan da gördük.
Yerel yönetimlerin, gençlerle iletişimin önemini kavradıkları bu günlerde, tarim, meslek, sanat, bilim, spor ağırlıklı programlar düzenlemek artık gerek ve şarttır. Hatta biraz daha ileri gidersek üç ay boyunca bomboş bırakılan 12 yaş üstü gençlerin özel sektörle işbirliği halinde çalışması, meslek olarak düşündükleri işleri yazın belli bir böümünde deneyimlemesi, özel sektörün turizm sezonunda artan işgücü ihtiyacını da karşılayabilir.
Bugün sizlere yazı programlamaya çalışan bir anne olarak seslendim. Umarım çağrım bir karşılık bulur. Bu konuda Gençlik Spor Bakanlığının, Belediyelerin, Üniversitelerin ve Tübitak’ın kamplarının olduğunu söyleyenleri duyar gibiyim. Ancak bu kampların kontenjanları son derece sınırlı, programlar kısa ve içerikler zamanımız gençlerinin istekleri doğrultusundan ziyade ücretsiz olarak bu kadarını yapabildik bunu bulduklarına şükretsinler mantığında olabiliyor.
Kimbilir şimdilik ülkemize ciddi döviz kazandırdığı için teşvik edilen, ancak uzun vadede kendi kaynaklarımızı başkalarının hizmetine sunarak sadece harcanan sağlığın turizmi yerine, pek çok ülkeden gencin kültürel etkileşim içine girerek fikir frtınalarının yaşandığı gerçek GENÇLİK KAMPLARI ile hem döviz hem de kültürel kazanımları elde ettiğimiz gerçek katma değeri olan bir projeyle sesimizi AKDENİZ havzasında duyurabildiğimiz günleri de görürüz.
Gençlerimize , sağlıklı, güzel bir gelecek bırakabilmek umuduyla, görüşmek dileğiyle.
Sağlıkla kalın....