Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile Tıp Bayramının arka arkaya kutlandığı bu ayın hissettirdikleri, biz kadın hekimler için daha bir başka. Ülkemizin kadınlar açısından karnesi malumken Cumhuriyetin ilk yıllarında bir kadın ve bir hekim olmak nasıl bir şeydi acaba? Elli liralık banknotların bir yüzünden bize bakan Dr. Safiye Ali’ye ne deriz şimdi karşımızda olsa?
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın doktoru olan 1894 İstanbul doğumlu Hatice Safiye Ali; Sultan Abdülaziz ve Abdülhamit’e yaverlik yapmış Ali Kırat Paşa ile babası Mekke’de 17 yıl Şeyhülislamlık yapmış olan Emine Hasene Hanım’ın 4 kızının en küçüğüdür. Amerikan Kız Kolejinden idadi ve rüştiye diplomalarını alarak mezun olmuştur (1916). Edebiyat, musiki, yabancı diller konusunda çok iyi yetişmiştir. 16 yaşında iken İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça ve İtalyanca bildiğinden bahsedilir. Balkan Savaşları ile artan hekim ihtiyacı Safiye Ali’yi tıbba yönlendirmiştir. Ancak o dönemlerde Tıbbiye bölümüne kız öğrenci alımı yoktur. Dönemin Maarif Nazırı Şükrü Bey’in sağladığı bir burs ile Almanya Würzburg’da tıp eğitimini, daha sonrasında da 1 yıl kadın, 2 yıl çocuk hastalıkları alanında uzmanlık eğitimlerini tamamlar. Bu sırada meslektaşı göz hastalıkları uzmanı Ferdinand Krekeler (Ferdi Ali) ile evlenir. İstanbul Cağaloğlu Nuruosmaniye Caddesi’ndeki muayenehanelerinde hasta kabülüne başlarlar.Dr. Safiye Ali Amerikan ve Alman büyükelçiliklerinde hekimlik yapar, Amerikan Kız Kolejinde jinekoloji ve obstetrik( kadın hastalıkları ve doğum) dersleri verir. 1923 yılında Besim Ömer Paşa’nın teklifiyle Hilal-İ Ahmer (Kızılay) Cemiyeti Kadınlar Merkezinde, çocuk sağlığı için çalışır. Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme) Cemiyeti Süt Damlası kurumunda çalışmaya başlar ve ertesi sene 1 seneliğine kurumun müdürü olur. 1928 de kanser tanısı alır. Tedavi için gittiği Almanya’da 2. Dünya Savaşının sonuna kadar kalır. Tedaviye yanıtsız tümör nedeniyle 1952’de Almanya’da vefat eder.
Dr. Safiye Ali sadece ülkemizin ilk kadın hekimi değildir.Toplumeğitimi ve sosyal sorumluluk bilinci olan bir kadındır. Avrupa ülkelerindeki çocuk müzelerini örnek alarak anne-çocuk sağlığına ilişkin malzemelerin olduğu bir sağlık müzesi açar. Anne-çocuk sağlığı konusunda bilgilendirme, farkındalık yaratma amacıyla kundak ve kundaklama, aşı, büyüme izleme, inek sütü ile beslenme, emzirmenin önemi, nazarlık, çocuk hastalıkları konularını içeren çeşitli istatistikler, resimler ve grafikler burada sergilenir.
Uluslararası tıp kongrelerinde ülkemizi temsil eden ilk kadın hekimdir Dr. Safiye Ali (1924-Londra-Beynelmilel Kadın Doktorlar Kongresi).
Dr. Safiye Ali, gerek Süt Damlası Merkezi’ndeki tecrübe ve gözlemleri, gerekse farklı dillerdeki yayınlardan yapmış olduğu tercümeleri birleştirerek “Küçük Çocuklar Muayenehanesi ve Süt Damlaları” adlı kitabı yayımlar.
Kadınların siyasete aktif katılımının gerektiğine inanan Dr. Safiye Ali, 1924’te Nezihe Muhittin başkanlığında kurulan 1927de Türk Kadınlar Birliği olarak ismi değişen Kadınlar Halk Fırkasında yer almış, yapılacak ilk seçimlere Cumhuriyet Halk Fırkası çatısı altında katılma kararı alarak Nezihe Muhittin Hanımla birlikte mebus adayı gösterilmiştir. Oysa kadınlara milletvekili seçilebilme hakkı henüz 5 Aralık 1934 de yani tam 7 yıl sonra Anayasa’ya girecektir.
Dr. Safiye Ali kız çocuklarının eşit eğitim alma haklarının bir simgesidir. Almanya’da tıp eğitimi aldığı yıllarda 1917 de Sıhhiye Meclis-i Umumisi Dr. Adnan Adıvar’ın teklifiyle kadınların tıp eğitimi hakkı kabul edilse de İslamcı yayınların başlatmış oldukları kampanyalarla geri adım atılarak; kadınların tıp eğitimi alamayacaklarına dair mazbata çıkartılmıştır. Cumhuriyet’le son bulan bu eşitsizlikte birleşilen gerekçeler; erkek hastaların kadın hekimler tarafından muayene edilmesi, kadınların fakülteye kabul edilmesiyle iffet ve ahlaki değerlerinin zedeleneceği ve anatomik diseksiyonlara girerek görecekleri erkek vücutları olmuştur.
Cinsiyetçi meslek algısıyla fakülteden mezun olup ülkesinde açtığı muayenehanesinde hastalara baktığı ilk günden itibaren karşılaşmış ve bu algıyı yıkmak için çalışmıştır. Türkiye o dönemde kadın hekime henüz hazır değildir. Şu zamanda yıkılmış mıdır sizce bu algı? ‘’Cerrah’’ yazsam, bu yazıyı okuyan kişilerin hatta kadınların dahi gözünün önünde bir ‘’erkek figürü’’ canlanabileceğini tahmin etmek zor değil maalesef.
Dr. Safiye Ali güçlü ve kararlı kişiliğiyle 1. Dünya Savaşı’nın devam ettiği zorlu yıllarda, ilk kez bir Türk kadınını üniversitelerinde gören Almanları da etkilemiş, ülkesini, Türk kadınını gururla temsil etmiş, ülkemiz kadınının uluslararası konumunu güçlendirmiştir. Ancak kendi ülkesinde tıp fakültesi olmasına rağmen başka bir ülkede eğitim alıyor olmasına her daim içerlemiştir. Almanya’da okuduğu yıllarda yaşadığı açlık ve sefalet bile kendisine bu duygu kadar ağır gelmemiştir.
Dr. Safiye Ali’yi mübarek Ramazan ayını da yaşadığımız bu günlerde rahmet ve minnetle anıyorum. Kazandığı büyük cephe savaşları kadar kadına verdiği değerle, saygıyla eşsiz bir lider olduğunu yıllar geçtikçe daha iyi kavradığımız Ata’mızın sözüyle
‘’Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir ‘’ Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz ve Tıp Bayramınız kutlu olsun.
Kalın sağlıcakla...
Kadın Hast. Ve Doğum Uzmanı
Op. Dr. Seçil Günay Avcı
K: ATICI, Elif, ERER, Sezer, “Türk Kadınlarının Tıp Eğitimine Başlama Süreci ve İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesinden Mezun Olan İlk Kadın Hekimler”, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 35/2, 2009, s.107-111.