Aydan Tuncayengin

Aydan Tuncayengin

Zamanın Ruhu
aydan.tuncayengin@gocekgazete.com

Saklı Cennet Göcek'e Merhaba…

01 Nisan 2021 - 18:12 - Güncelleme: 01 Nisan 2021 - 21:59

Saklı Cennet Göcek’e Merhaba…

Denizine, koylarına ve doğasına âşık olduğum kendi halinde bir madenci köyünden küçük sahil kasabasına dönüşen Göcek ile otuz beş yıl önce tanıştık...

Torosların yamaçlarını mesken edinen Göcek için; “Ege ve Akdeniz sularının birbirine karıştığı yerde ise yıldızların bir bildiği vardır” demiştim!

2009 yılından itibaren işlerim sebebiyle gidip-geldiğim Göcek’e artık farklı gözlerle bakmaya başlamıştım. Burada yaşamak/kalmak için artık sebeplerim olduğunu düşünüyordum! Dostlarım oldu, can bağı dostlarım…

İlkbaharın canlanış anlarında, sonbaharın vedasında Göcek de olmayı sevmiştim. Bana eşlik eden doğanın zarif kokuları ve saran kollarında yoldaşlığımız başlamıştı. Kendimi parfüm şişesinin içinde gibi hissediyordum.

Portakal, limon ağaçlarının çiçekleri her bahar uyanışında, çam kokularıyla, dağlardan gelen bitkilerin/çiçeklerin kokularıyla raks ederek, selamlaşırdı. İşte o zaman huzurun tam orta yerindesiniz” derken her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark ettim. Zamanın ruhunda insanların yaşadıkları ve geldikleri yerlere bıraktıkları izler derinleşiyor, büyüyen ekonomisiyle Göcek de değişiyordu!

Turizm yönünden 1980 yılından sonra keşfedilmiş ve dünyaca ünlü bir tatil merkezine dönüşen Göcek, coğrafi yapısıyla, güvenli denizinde yatların sığınağı, büyüleyici tarihi kalıntıları ve sahip olduğu ideal iklimi ile uluslararası turizmin vazgeçilmez rotası haline geldi.

Doğalığıyla insanı kendine bağlayan Göcek, ekonomik hacmi gittikçe büyüyen pahallı bir turistik merkeze dönüştü.

Dönüşürken, gelişirken kendine kattıkları kadar, kaybettikleri de oldu!

“Hem severim, hem de yererim” dediğim noktada çevreye verilen zararları da görünce “Cennet Göcek’e bu yapılır mı” diye sormadan edemedim…

Göcek’teki bakım ve genel hizmetlere baktığımda çevredeki çöp ve atıkların düzenli toplanmadığını,  izinsiz bırakılmış ve kirlilik yaratan hurda araç, tekne, moloz ve eski eşyaların kaldırılmadığını, özellikle koylara araçlarıyla gidenlerin atıklarını doğanın içine bıraktığını gördüm. Sokakların güzelleştirilmesine ve bakımların yapılmasına ihtiyaç var!

Göcek turizminin en önemli unsuru “denizin doğal yapısının korunması ve kirlilikle mücadele etmek” değil midir?

Hem deniz kirliliğine sebep olan hem kara kaynaklı deniz kirliliğinin önlenmesi için derelerin uygun yerlerine ızgaraların yapılması ve derelerdeki doğal hayatın korunması gerekiyor.

Deniz turizmi konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra çevresel kirlenme konularında bilgilendirme yapılarak,  Göcekliler ve Göcek’e gelen turistler için süreklilik içeren etkinliklerle planlanmalıdır.

Göcek denilince aklımıza gelen lüks motor yatları, villaları ve pahalı marinalarıyla bunca pahallı değişime karşın Göcek özünü koruyabildi mi?

Göcek’in çehresine baktığımda yöresel mimariyle uyumlu bir belde/şehir planı görünmüyor. Göcek mahallesinin doğal, kültürel mirasına ve estetiğine uygun, sürdürülebilir, sağlıklı, planlar yapılmamış. Mimari bütünlük sağlanamamış. Yörenin bitki örtüsüyle uyumlu düzenlemelere ihtiyacı var…

Turistik bir bölge olan Göcek’te farklı sokaklara konuşlanmış imalat firmaları, bölgenin turistik kimliği ile örtüşmüyor. Göcek’e üretim, bakım ve onarım yapan firmaların ihtiyaçlarını karşılayacak küçük sanayi sitesi gerekiyor.

Göcek’e bakarken kullanıp, terk edilecek bir yer gözüyle bakmamalıyız! Tam tersine Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsünde olmasının yanı sıra Göcek’in biyolojik çeşitlilik ve çevre değerlerinin korunması ve kirliliğinin önlenmesi için ciddi mücadele etmek gerekiyor. Göcek Kültür ve Turizm Derneği ve Göcek Halk Meclisi Göcek için çalışıyor. Göcek halkını destek vermeye davet ediyorum…

Göcek yerel özellikleriyle de dikkat çekicidir. Belediye hopörlerinden düğün anonsu duyarsanız şaşırmayın, siz de davetlisiniz! ‘Balo’ dedikleri, amfi tiyatroda yapılan düğünlerde,  öğlen verilen düğün yemeği keşkek ve yoğurtlamayı tatmadan evinize dönmeyin…

Denizi ve güneşi kadar Toros insanının ruhuyla da tanışın. Kıyıdan yaylara doğru çıktığınızda Yörük şivesi ve geleneksel yaşamlarla kucaklaşırsınız. Yeşilin iddiasında konumlanan Göcek köyleri tablo gibidir. Sac ekmeğinin kokusu çeker sizi. Yerel değerlerini keşfetmek için bol oksijen, eşsiz manzarasıyla rakımı daha yüksek Göcek köylerine ve yaylalarına ‘bi varın’ derim...

Bi de dostların yolunda yürümek, kekik kokularında çam ağaçlarına teslim olmak istiyorsanız, doğa aşkıyla baş başa ve her şeyden uzakta!.. Geleneksel Göcek – Gürsu – Pırnaz yayla yürüyüşünü kaçırmayınız…

Sağlık ve sevgiyle kalın.

Aydan Tuncayengin

  •  

Bu yazı 1173 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum