Taraflı Bir Gazeteci Olarak…
Değerli okuyucular, herkese merhaba. İzmirli, genç bir gazeteci olarak, bugün size hem mesleğimle ilgili düşüncelerimi hem de son dönemdeki gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Ancak önce küçük bir itiraf: Göcek, gezdiğim yerler arasında doğası, tarihi ve kültürüyle beni gerçekten büyüledi. Hayran kalmamak elde değil.
Ama bir İzmirli olarak eklemeden geçemeyeceğim: Bizde biraz “İzmir milliyetçiliği” vardır. Havasından mıdır, suyundan mı bilinmez, ama nereye gidersek gidelim İzmirli kimliğimizi kaybetmeyiz. Öyle ki İzmir, göç ettiği insanları bile bir süre sonra İzmirli yapar. Neyse, konuyu dağıtmayalım. Bugün İzmir’i övmeyeceğim, gazetecilikten konuşacağız.
Gazeteci olduğumu söylediğimde, genelde şu soruyla karşılaşıyorum: “Tarafsız bir gazeteci misiniz?” Evet, gazeteci olan biteni olduğu gibi halka aktarmakla yükümlüdür. Ancak gazeteci aynı zamanda halkın sormak istediklerini soran, gerçekleri ortaya çıkarmak için mücadele eden kişidir. Ve bana göre gazeteci tarafsız olmak zorunda değildir. Aksine, gazeteci sorgulayan olmalıdır.
Gazeteci, halkın haber alma ve ifade özgürlüğünden yana taraf olmalıdır. Özellikle Türkiye gibi bir ülkede gazetecilik yapıyorsanız, tarafsız kalmanız mümkün değildir. Çünkü mevcut iktidar size iki seçenek sunar: “Ya benden yana olacaksın ve istediklerimi yazacaksın ya da doğruları yazıp bedelini ödeyeceksin.”
Evet, ben taraflı bir gazeteciyim.
Ben çocuk yaşta katledilenlerin, bu cinayetlerin üstünü örtmeye çalışanların ve halkın bu gerçeklerden haberdar olmasını engelleyen zihniyetin karşısında tarafım.
Ben, insanları yaşam haklarından mahrum eden ve özgürlüklerini çalan bir sistemin karşısında tarafım.
Ben, yıllarca üniversite okuyup işsiz bırakılan ve mesleklerini yapmaları engellenen gençlerin yanında tarafım.
Ben, ifade özgürlüğü nedeniyle cezalandırılan, susturulmaya çalışılan bireylerin yanındayım.
Ben, gazetecilik ve düşünce özgürlüğümü kısıtlayan, doğruyu yazdığım için beni hapsetmek isteyen zihniyetin karşısındayım.
Ben, vatanını seven bir gazeteci olarak, bu vatana ve insanına zarar veren, doğaya saygı göstermeyen her türlü sistemin karşısında tarafım.
Bu yüzden, evet, ben taraflı bir gazeteciyim.
Mesleğini icra etmek uğruna baskılara direnen tüm gazetecilere selam olsun. Özlem Gürses’e selam olsun, Barış Terkioğlu’na selam olsun, Barış Pehlivana selam olsun, tutuklu gazetecilere selam olsun. Mesleği uğruna hayatını kaybedenlere selam olsun: Hasan Tahsin’e, Sabahattin Ali’ye, Uğur Mumcu’ya, Metin Göktepe’ye, Ahmet Taner Kışlalı’ya, Hrant Dink’e ve adını sayamadığım tüm cesur kalemlere selam olsun.
Unutmayın, gazetecilik sadece bir meslek değil, bir direniş biçimidir.
Yolun açık olsun güzel kardeşim. Allah emeklerini boşa çıkarmasın.