Dr. Nurettin Demir

Dr. Nurettin Demir

GÖCEKİÇİ
drnurettindemir@gmail.com

Umut Oltanın Ucunda

20 Eylül 2023 - 06:48 - Güncelleme: 21 Eylül 2023 - 16:51

Pazar da olsa erkenden uyandım. Sağa dön sola dön, yok uyku gelmiyor. Çocukluktan bu yana erken kalkmak artık genlerimde yer etmiş. Alsancak Kordon’daki evimin balkonuna çıktım. Güneş Balçova dağlarının arkasında doğuş yolunda olduğunu hissettiriyor. Sahilde geceden kalan kişilere bakarken gökyüzünde yüzlerce kırlangıç grup olarak dans ediyorlar. Gelmiş geçmiş hiçbir dansçı bu hızı yakalayamaz. Bir Körfezin üstünde, bir önümüzde onlarca desen çizerek gidip geliyorlar. O kadar hızlı ve düzenliler ki, birbirlerine çarpmamaları çok ilginç. Seyretmek gerekir. Saatte 161 km hızla hareket ederlermiş. Uyum ve dayanışmalarını hayranlıkla seyrettim. Sanırım Kuzey Kutbundan Güneye doğru yolculukları sırasında adeta bana dans gösterilerini sunuyorlardı. Ne diyelim yolları açık olsun.

Bu güzel sonbahar sabahında sahilde yürümeye karar verdim. “Yürümek sağlıktır”



Bir yandan kırlangıçların danslarını seyrediyorum bir yandan da Kordonda sahilde yürüyorum. İyotlu deniz esintisi iyi geldi. Belediyenin ilanı “Koku %90 azaldı”. Hani onu görmesem koku var mı diye dikkat etmeyeceğim. Bir iki derin nefes alıp verdim. Gerçekten körfezden herhangi bir koku alamadım. Koku bitiyor, umarım yakın bir süre sonra yüzenleri de görürüz. İzmir’e yakışır.

Kıyı boyu onlarca amatör balıkçı denize oltalarını atmışlar, hemen hemen hepsi Karşıyaka’ya doğru pozisyon almışlar. Oltarının hareket edip etmediğine bakıyorlar. Bazıları da üç oltalı sistem yaptırmış, Yarı otomatik. Gözleri oltaların ucunda. Bir yandan yürüyorum bir yandan da “Günaydın! Rastgele” diyorum. Dönüp bakan var, bakmayan var. Bir kısmı biralarını açmış. Bir kısmı elinde sigara. Balık çeken balık tutan hiç görmedim. Soruyorum. “Balık yok ama spor olsun. Geçim sıkıntısından biraz arınmak için geliyoruz” diyenler var. Ben arada laf atarken, yanımdan geçen biri sesleniyor. “Yanıyor!” diye bağırarak elektrikli bisikletiyle çay satıyor. Bana dönüp bakmayanlar Yasin’in sesini duyunca çay için dönüyorlar. Çay da onları çok mutlu etmese de balık çırpınmasının yerini almasından hoşnut oluyorlar. Aslında asıl umutları oltalarının ucunda.



Cumhuriyet meydanına doğru yaklaştığımda Gültepe’den tanıdığım bir CHP’li üyeyi gördüm. Aslında ben onu değil o beni tanıdı. “Günaydın, nasıl gidiyor?” Bir yanda. elindeki oltayı toplamaya çalışırken bir yandan da belini tutuyor. Beli ağrıyormuş. “Vekilim dün CHP 38. Kongrede partililerimiz birbirine saldırmalarına çok üzüldüm.100 yaşını

kutlamış partimize hiç yakışmadı. Gece uyku tutmadı. Belimi ovalaya ovalaya buraya geldim. 2-3 saattir buradayım. Balık dersen hala tık yok.”

Cumhuriyet meydanından geriye döndüm. Elinde sevimli golden cinsi genç bir köpek ile yürüyen bir çift ile karşılaştım. Yol ortasında sahibi tarafından sokağa bırakılmış yaşlanmış bir başka köpek genç hemcinsini kıskanır gibi bakıyordu. Ne de olsa yaşlılık. Yazlıklarından dönen sözüm ona hayvanseverlerin yalnız başına bıraktıkları can dostlar gözümün önüne geldi.

Bugün Gündoğdu Meydanı'nda hayvanseverlerin bir yürüyüş programları varmış.  Hayırlısı? Polisin en az bulunacağı bir miting olacaktır!.

Gündoğdu Meydanı'nın deniz tarafında 2003 yılında tamamlanan Milli Mücadeleyi temsil eden Cumhuriyet Anıtı'nın etrafındaki kaldırılmayan iki katlı polis barikatları gözüme ilişti. Dün, 16 Eylül’de STK’ları Gündoğdu Meydanında Milli  Eğitim Bakanlığının uygulamaya koyduğu gerici ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesini protesto etmişlerdi. Güvenlik ekip ve polislerinin çok yoğun olduğu anlaşılıyor. Türk demokrasisinin gözyaşlarını görür gibi oluyorum.

Hem yürüyorum hem de yürüyüş yolunun iki tarafında sıra sıra dikilmiş kadife çiçekleri açtı açacak tomurcuk durumuna gelmişler. Gececilerin ve piknikçilerin bazıları çiçekleri söktüklerini gördüm. Köklenen çiçeklerden bir- ikisini alayım balkona dikeyim diye içimden geçirdim. Her ne kadar “çiçek çalmak sevaptır” deselerde, vicdanım el vermedi. “O çiçekler kamunun. Alamazsın” dedim. Bende eğildim, sökülmüş çiçekleri yerlerine tekrar diktim. Onları dikerken “Polatlı yakınlarındaki antik Gorion devletinin eşek kulaklı kralı Midas aklıma geldi. Çok ünlü gül bahçeleri varmış. Çiçekleri çok severmiş. Benim de çiçeklere karşı sevgim yüksektir. “Eve dönüşte orkidelerime bakım yapayım” dedim. Yeter ki çiçeklere ve can dostlara karşı sevgimizi esirgemeyelim.

Balıkçının umudu oltanın ucunda, her ne olursa olsun bizim ve halkın da umudu hala CHP’dedir.

İzmir
18.09.2023

Bu yazı 224 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • mehmet tuğra
    7 ay önce
    keyifle okudum gerçekten çok hoş bir yazı kaleme almışsınız. Gelecek günler umutla dolsun