Dr. Nurettin Demir

Dr. Nurettin Demir

GÖCEKİÇİ
drnurettindemir@gmail.com

Ayşe Kadın…

25 Ekim 2023 - 07:21

Bazen sokaklarda dalgın dalgın yürüdüğünüz olur mu? Benim olur. Alsancak sokaklarında, kafamın karıştığı, ayaklarımın ağırlaştığı bir günün sonuna doğru Enver Dündar Başar sokaktaki evime yürüyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamaya günler hatta saatler kalmıştı. Filistin savaşını gerekçe göstererek, kutlamaların iptal edilmesini bir türlü içime sindiremiyorum. İçim içimi yerken, üç günlük yas ilan edildi. Yerinde mi? Tabi ki yerinde. Ama kendi kendime sormadan edemedim, 6 Şubat depreminde, 11 ilimizde 50 bin dolayında insanımızı kaybettik. Neden bizim insanımıza bu kadirşinaslığı, üzüntülerimizi ifade etmek için yas ilan etmedik? O günleri göz önüne getirdiğimde yüreğim daha da sıkılıyor. Hele Suudi Arabistan Kralı’nın ölümüyle yas ilan edilmesini anımsayınca saçımı başımı yolmak geliyor. Bu yaşadıklarımızı nasıl izah edebiliriz? Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu bu asırlık Cumhuriyeti yönetenlerin ne ahval (durum, hal) içinde oldukları ortada değil mi?

Bu duygu, düşünceler ile  “Alsancak” sokaklarında ayaklarım gittikçe ağırlaşıyordu. Talatpaşa Bulvarı’ndan Vakıfbank Alsancak Şubesi’nin köşesinden başlayan 1439 sokaktaki manavın önünden geçerken tezgahtaki taze fasulyeleri görünce durdum.  Pekte taze ve güzeller. Beni ağırlaştıran  duyguları, başta Cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarını ve savaşlarını bir kenara bırakarak “Şu fasülyeler kaç para?” diye soruverdim.  Manav “Ayşe Kadın fasulyeleri mi? Kilosu 80 Lira.” demez mi!.. Bi daha sordum. “Abi bunlar kılçıksız, çıtır çıtır kilosu seksen lira, ister yemeğini yap ister çiğ çiğ ye... Kaç kilo istersin?” İçimden ‘Bu fasulyeler yemeklik değil seyirlik’ diye düşündüm. Teşekkür edip yoluma devam ettim. Omuzlarım biraz daha düştü, ayaklarım gitmez oldu. 

Fasulyeyi bu hal ve ahval içinde görünce zihinsel olarak Cumhuriyetten fasulyeye doğru geçtim. Bizim oralarda Fethiye, Göcek tarafında bahçede kilosu yirmi beş lira olan fasulye İzmir Alsancak’ta seksen liraya satılıyor. Fakirin yemeği ne hallere düşmüş!.. Dolar 27 lira olduğuna göre doların tam tamına üç katına ulaşmış. Artık piyasayı Dolar molar değil Ayşe Kadın fasulyeleri belirleyecek. 

Bir an çocukluğuma gittim. Edirneli klarnetçi Deli Selim’in “Bu fasulye 7,5 lira lira / Hem kaynasın hem oynasın…” türküsünü anımsadım.

Eve yaklaştıkça kafamı iyice fasulyeye taktım. Mavadaki fasulyeye neden “Ayşe Kadın” demişler? derken, bir gazetede okuduğum öyküyü hatırlar gibi oldum. Cumhuriyetin 10. yılı kutlamalarının yapıldığı 1930 - 1933 yıllarında İstanbul Cağaloğlu’nda Ayşe Kadın diye bir aşçı varmış. Başta gazeteciler olmak üzere o yöre müşterileri  Ayşe Kadının restoranına giderlermiş. Öyle güzel fasülye yaparmış ki gelen giden “Ver bir Ayşekadın” diye isteklerini iletirlermiş. Öykü bu ya o gündür bu gündür O kılçıksız fasulyenin adı “Ayşe Kadın Fasülyesi” olarak kalmış. “Fasülye gibi kendini nimetten saymak” atasözü belki de  o günlerden kalmadır?

Proteinden zengin, fakirin eti diye sözü edilen fasulyenin yükseldiği kademeyi görünce biraz araştırmaya karar verdim. Hani eve de gelmiştim. 

80 çeşit fasülye varmış. Özellikle şeker hastalarının, kilodan yakınan kişilerin temel yiyeceği olan fasulyenin anavatanı Güney Amerikaymış. Ülkemizde en fazla üretimi yapılan sebze türlerinden birisi olan fasulye hemen hemen tüm bölgelerimizde yetişiyor. Taze fasulye protein başta olmak üzere A, B1, B2 ve C vitaminlerince zengindir.

Anadolu insanı fasulyeyi öyle sevdi öyle sevdi ki Güney Amerika'dan daha çok sahiplendi. Başta Hınıs, Işpir, Çayeli, Denizli Çameli  fasulyeleri olmak üzere coğrafi işaret sertifikası alan bölge sayısı yirmiyi geçmiştir. Benim bildiğim en son Ardahan Posof fasulyesi de sertifikalandı. 

Bu arada size de sormak istediğim bir konu var: Sırık Alman Ayşe Kadın fasulye adı nereden geliyor? Onu bulamadım. Boyları uzun diye mi yoksa çıtır olduklarından mı? Tatlarını bilmem ama Sarı Alman Kadın fasulyelerinin görünüşleri de pek güzel.

Sizinde daraldığınız anlar olabilir. Onu üzerinizden atmaya çalışın. Pozitif düşünecek pek çok konu var değil mi? Filistin savaşı nedeniyle kaybettiklerimiz için ilan edilen üç günlük yas nedeniyle Bodrum Tülov Şubesinin Cumhuriyetin yüzüncü yıl kutlamaları 22 Ekim akşamı Nurol Salonlarında yapıldı. Hamdi Gürbüz ile katıldığımız etkinlikte sevgili dostum, 24. dönemde birlikte milletvekilliği yaptığım Tolga Çandar güzel türkülerinin sonunda “Bugünlerde nefret ettiğim iki kelime var; Savaş ve Umutsuzluk”. 

Bunları tez elden yok edelim. Cumhuriyetimizin 100. yaşı kutlu olsun.

Göcek

23.10.2923





 

Bu yazı 557 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 2 Yorum