Pandemi evde yaşam süreleri arttıktan sonra sosyal yaşamda da önemli değişiklikler oldu. Birçok kişi evcil yaşamı daha korumacı ya da zorunluluk olarak görüyor. Evsel yaşamdan sıkılanlar da sokak ihtiyacını, dışarıda dolaşmayı epey değiştirdi. Eski alışkanlıklarıyla pazara gitmek, çarşıda dolaşmak, parklarda zaman geçirmek azaldı. Hani alışveriş desen enflasyonun önceki yıllara göre üçe dörde katladığı bugünlerde iyice azaldı.
İki üç aydır, İzmir Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesindeki Yakın Kitabevinde, öykü yazım çalışmalarına katılmaya çalışıyorum. Epey kalabalık bir grubumuz olmasına karşın, henüz tüm grubumuz bir araya gelemedi. Zoom gibi çevrimiçi platform olanaklarıyla katılanlarla ya da hiç katılmayanlarla kurslar devam ediyor. Bu arada, kadınların çoğunlukta olduğu, epey yazar adayı arkadaş kazandım. Hocamız, Yazar Handan Gökçek sabırla ve büyük bir istekle çalışmalarını sürdürüyor. Her Çarşamba, akşamüstü bir buçuk saat süre ile Yakın Kitabevine ya giderek ya zoom ile bağlanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu çalışmalara gittikçe kitabevine gelenlerin gün geçtikçe seyreldiğini gözlemliyor, üzülüyorum. Az da olsa kitapseverlerin, rafların arasında eski yeni kitapları karıştırdığını gördüğümde teselli buluyorum.
Geçen hafta biraz erken gittim. Kitabevinin üst katındaki tozlu raflarında bazı kitapları karıştırırken, arka sıralarda kalan bir kitap dikkatimi çekti: “Umutlar Yarım Kaldı- Aristonikos” kitabı elime aldım. Kapağı da ilginç; güneşe karşı sol elini kaldıran bir devrimcinin silüeti var. Yazarı kimmiş derken “Suat Çağlayan” adlı yakın dostumuz, yıllardır tanırım. Geçen yıl yaz başında karşılaştığımda “Sayın Bakan, neler yapıyorsunuz?” diye sorduğumda. “Kitap yazıyorum. OdaTv’de köşe yazarlığı yapıyorum” demişti. O konuşmayı da anımsayarak kitabı karıştırmaya başladım. Kitap Bergama Krallığı ile ilgiliydi. Suat Çağlayan, aynı zamanda Tıp Doktoru ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı, Profesörüdür. Bergama, geçmişte Tıp Biliminde çok önemli buluş ve çalışmalar yapmış bir bölgemiz. Kitap tıp tarihi ile ilgili olabilir derken sayfaları biraz karıştırınca tarihteki ilk özgürlük ve eşitlik meşalesinin nasıl yakıldığının öyküsünün yazıldığını farkettim. 04 Şubat’ta, ölümünün birinci yıldönümünde andığımız hemşerim, Prof. Dr Şadan Gökovalı’nın destek ve yazılarının da yer aldığı kitabı satın aldım. Hem tıbbi konular hem de arkeolojik özellikler beni kitaba yönlendirdi diyebilirim. Muğla Üniversitesi Öğretim Üyeliği ve Kurucu Dekanlığı’nı yürüttüğüm sırada, Arkeoloji yüksek lisans eğitimine başladığımda epey arkeoloji kitabı da okumuştum. Milletvekili seçilmem nedeniyle yüksek lisans eğitimim yarıda kalmıştı. Arkeolojideki bu bilgi kırıntıları ve közlenmeye yüz tutan geçmiş bir hevesimin etkisiyle bu güzel ve ilginç kitabı okumaya başladım. Kitabı okudukça; Aziz Nesin’in “insanın okuduğu bir kitap, dinlediği bir müzik falan yüzüne yansır…” cümlesine uyan bir durum olduğunun farkına da varmadım değil. Bazı olaylar, müzik ve kitaplar bir şekilde insanı çekiyor, yüzüne vuruyor. Bu kitapla beni, Yakın Kitabevinde, kitaplar arasında dolaşmam, özgürlük ve devrimci dış kapak, kitabın adındaki arkeolojik isim; Aristonikos, Yazar Suat Çağlayan, kitabın arka sayfasındaki rahmetli Prof. Dr. Şadan Gökovalı’nın yazısı buluşturdu. Emperyalist bir yönetime karşı tarihteki ilk köle, köylü ve yoksul ayaklanmasına bir Kral’ın önderlik ettiğini burada öğrendim. Akıcı, güzel bir dille yazılan bu kitabı bir solukta okuyabilirsiniz. Tarihteki ilk devrimci hareketlerden birinin bugünkü Çiğli, Karşıyaka, Menemen yani İzmir’de başlatılmış ve yaşanmış olmasının da ayrı bir onuru ve gururu olsa gerekir.
Bugünkü özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ilklerini öğrenmek istiyorsanız bu kitabı zevkle okuyabilirsiniz. Kitapta aşkın ve tutkunun da epey yer aldığını belirterek, 14 Şubat sevgililer gününüzü de kutlarım.
14.02.2022
Göcek
YORUMLAR