Demokrasi Şehitleri

Dr. Nurettin Demir drnurettindemir@gmail.com

 

Tülov İstanbul Anadolu yakası temsilcisi Hüdai Demir ve arkadaşları tarafından 29 Ocak 2023 Pazar günü güzel bir etkinlik yapıldı. “Unutmadık. Anıyoruz. Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy” paneli düzenlendi. Ocak, birçok değer ve aydınlarımızın terör, meçhul siyasi cinayetlerle kaybettiğimiz bir aydır. Acılarla dolu bir ay olarak her yıl anılıyor ve anılacaktır. 19 Ocak’ta Hrant Dink, 24 Ocak’ta Uğur Mumcu ve Ali Gaffar Okan, 31 Ocak’ta Muammer Aksoy ve diğerleri. Hiçbir zaman unutulmamalı, gelecek nesillere de anlatmalıyız.

2 saate yaklaşan panel çok etkileyici ve başarılıydı. Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde yapılan etkinliğe, Fenerbahçe maçı olması, yoğun trafiğe karşın ilgi yüksekti. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Denizli, İzmir’den Tülov üyeleri ve Ankara’dan dinleyicilerinin de katılımıyla ilgi yoğundu.

Açış konuşmasını Hüdayi Demir yaptı. Demokrasi yolunda şehit olan “Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve diğer aydınlarımızı unutmadık, anmak için bu toplantıyı düzenledik” diyerek toplantıyı açtı. Çok değerli konuşmacılarımızı tanıttı ve  Tülov Mütevelli Heyet Üyeleri olan Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve diğer milletvekillerinden gelen başarı telgraflarını okudu. 

Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı’nı, TÜLOV’un amaç, misyon ve hedeflerini açıkladıktan sonra sözü Vakıf başkanı olarak bana verdi. 

“Tek kişilik yönetimin sonlandırılması ve güçlendirilmiş parlementer sisteme geçmek için 3,5 aylık sürecin kaldığını, herkesin yarından tezi yok sahaya çıkması ve çok çalışmamız gerektiğini söyleyerek” panelistleri dinlemeye geçtik.

“Unutmadık Anıyoruz” paneli Kadıköy önceki dönem Kader Başkanı Sabiha Çarmıklı moderatörlüğünde Cumhuriyet Gazetesinin değerli iki yazarı Miyase  İlknur, Prof Dr Barış Doster ile Gazeteci Yazar Necdet Saraç’ın değerli katkılarıyla gerçekleşti.  

İlk Sözü Miyasa İlknur aldı. 1989 yılında Abdi İpekçi’nin öldürülmesi ile başlayan kaos ortamlarının ardından, 1980 darbesinin yaşanması ile 1990 yıllara gelindiğini ve o yıllarda artan cinayetlerin perde arkalarının yeterince aydınlatılmadığının altını çizdi. Türkiye’nin yetiştirdiği bu değerlerin ortadan kaldırılmalarının uluslararası bağlantılarının gözden kaçırılmaması ve unutmamak gerektiğini söyledi. Detaylı bir tahlilde bulundu.

Barış Doster işlenen cinayetlerin arkasında Atatürkçü, laik, demokratik tam bağımsız bir Türkiye’nin olmasını istemeyen emperyalistlerin olduğunu söyledi. Yüzyıllardır sorunsuz yaşayan İran ile bağlantı kurularak dikkatlerin başka bir yöne çekilmeye çalışıldığını, asıl kaynağın emperyalist güç örgütleri ve işbirlikçilerinin olduğunu üzerinde durdu. Bu cinayetler sonrası Türkiye’nin her alanda daha da geriye götürüldüğünü, güçsüzleştirildiğini iddia etti. 

Öncelikle yapılması gerekenin devletin açık ve gizli çift yönetiminin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve diğer aydınların cinayetlerinin ortaya çıkarılması için devletin demokratikleşmesi gerektiğini iddia etti. 

Gazeteci Yazar Necdet Saraç bugün Türkiye’nin her alanda çağdaşlarına göre 20-30 yıl geride kaldığını iddia etti. Bunların da nedeni son 50 yıldır yaşanan cinayet, kaos, darbelerle ülkenin Ortadoğu ve yeşil kuşak projelerinin bir sonucu olduğunu ortaya koydu. 

Saraç, Uğur Mumcu’nun ısrarla üzerinde durduğu Rabıta olaylarının tahlilinin önemli olduğunu vurguladı. Tarikat, ticaret ve siyaset üçgenin önemine vurgu yaptı. Bugünkü siyasi ortamla bağdaştırdı. Değişimin gerekliliğinin altını çizdi. Değişimi sağlamanın önemine vurgu yaptı ve değişimin sağlanabileceğini iddia etti. Çözümün %60-65 bandında olduğunu ortaya koydu. HDP, Emek ve Sosyalist yani sol görüşlerin oluşturduğu üçüncü ittifakta olduğu gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu’nun her kesim ile diyaloğunun iyi olduğunu, bugüne dek bu iletişimi başarıyla ortaya koyduğunu örneklerle açıkladı ve işbirliğinin önemine değindi. Muammer Aksoy’un demokratik anayasa oluşturma idealine ulaşılabilecek bir ortamın oluştuğunu işaret etti. Gezi olayları ile başlayan, adalet yürüyüşü ile gelişen ve yerel seçim ittifakı ile oluşan yeni bir siyasi iklimin önemine vurgu yaptı. Bu yeni siyasi iklime gelindiğinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun muhafazakarlardan, Atatürkçülerden, sosyalistlerden, Kürt kökenli seçmenlerden yani her kesimden oy alabilecek bir lider olduğu görülmektedir dedi. O nedenle bu değişim gelecek yıllarda her kesimin kabul edebileceği demokratik anayasanın oluşturma fırsatını da yakalanabileceğini ortaya koydu.  Bu tarihi fırsatın kaçırılmaması gerektiğini, önemli bir değişim fırsatının olduğun tekrar tekrar altını çizdi.

Miyase İlknur da son sözleri alarak Atatürk’ün strajesini örnek gösterdi. Öncelikle normalleşmenin önemine değindi. “Atatürk, öncelikle yakın tehlike, ikincisi orta tehlike daha sonra uzak tehlike stratejilerini ortaya koyardı.” dedi. “Önce yakın tehlikeyi bertaraf etmeliyiz. İttifak. Bu stratejiyi uzak tutmamak gerekir ve Kılıçdaroğlu’nu aday yapın bitsin.” dedi. 

Bu başarılı panelde 1989 Abdi İpekçi’den başlayarak 90 yıllardaki Demokrasi sevdalılarının siyasi cinayetler ve onlara bağlı kaoslu yıllardan bugünkü siyasi ortama adım adım derin ve değerli tahliller yapıldı. Gelecek ile umut dolu fırsatlara işaret edilen panelden umutlarımızı büyütülerek ayrıldık. TÜLOV olarak, bu paneli öneren Tansu Özcan’a, emeği geçenlere ve panele katılan değerli gazeteci ve yazarlarımıza da içten teşekkür ederiz. 

İstanbul
29.01.2023