Ataların Atası Siyez Buğdayı

Dr. Nurettin Demir drnurettindemir@gmail.com

 

Fırına ya da bakkala gidip kolayca bana üç ekmek ver beş ekmek ayır diyebiliyorduk. Şimdilerde bakkalın kapısına giderken (bakkal kalmadı çoğu yok oldu ya da marketlere dönüştü!) epey düşünülüyor. Acaba bir eksik mi söylesem diye. Yokluğun ve yoksulluğun halkın üstüne iyice çöktüğü bir devirde bol keseden ekmek isteme dönemi geçti. Nasıl az sayıda ekmek ile durumu, günü kurtarırım diye düşünüyor insan. Hele daha sağlıklı daha güvenli bir beslenme konusu hak getire.

Emekli öğretmen Şerif Şimşek iki yıl önce heveslenmiş siyez buğdayı ekmiş. Hasattan sonra değirmene götürüp, “Buğdayımı un yapar mısınız?” diye istekte bulununca değirmenci, “Biz bunu un haline getiremeyiz. Tıkıyor.” demiş. Orası burası derken 5-6 değirmen dolaşmış kimse yanaşmamış un yapmaya. Kılçıklarını ayıklamak, un haline getirmek çok zor demişler. Dolaşmaktan yorulmuş. Geçtiğimiz yıl sonbaharda bana telefon etti. “Hocam 10-15 dönümlük buğdayım var. Siyez buğday tohumu. Sağlıklı diye, ata tohumu diye aldım. Ektim biçtim.  Ama un yaptıramadım. Sen tarım işlerini seviyorsun. Ekersin. Hatta bedava bile vereceğim.”

Şerif hocamı kıramadım aldım. Önce sordum, soruşturdum ve araştırdım. Günümüzün kolay kütüphanesi google başvurdum. Siyez, yabani buğdayın kültüre alınmış hali. Öncelikle Anadolu’da yetişen ya da ehlileştirilen ilk buğday türlerinden. Siverek Karacadağ’da ehlileştirilmiş. 14 kromozomlu. Biz insanların 24 çift kromozomumuz olduğunu anımsayalım. Genetiğini değiştiremedikleri buğday türlerinden biri. Yani GDO’lulaştırılamayanlardan.

Bende ektim biçtim. Değirmenleri dolaşmaya başladım. Hiç bir değirmenci siyez buğdayını un yapmaya yanaşmıyor. Yok kılçığı varmış, yok eleklerini tıkıyormuş, yok çok uğraştırıyormuş. Hatta Belediyelerden, Tarım Müdürlüklerinden özel değirmen ekipmanları kurdurulması için yatırım yapmaları istenmiş. Dinleyen olmadığından siyez buğdayı ekmeye yanaşmıyor üreticiler. Kastamonu’ya mı gitsinler, göndersinler. Zor işlerle kimse uğraşmak istemiyor…

Ataların atası siyez buğdayının ne kadar çok marifeti varmış. Neler neler öğrenmedim.! Gluteni çok az. Glutene bağlı hastalıklar yapmıyor. Pirinç gibi glisemik değil. Düşük glisemik indeksi ile sağlıklı beslenme programlarının baş tacı. Sindirimi yavaş. Kan şekerini daha stabil ve dengede tutuyor. Yüksek protein yapısından dolayı metabolizmayı hızlandırıyor. Özellikle kabızlıktan yakınanlara lif yapısı zengin olduğundan önerilir. Dolayısıyla kolon kanserinden korunmaya katkı koyar. Kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. A, B, E vitamini açısından daha zengindir. B vitaminlerinden zengin olması nedeniyle sinir ve sindirim sisteminini destekler.

Folik asit zengini olduğu için gebelik öncesi ve gebelikte sağlıklı nesiller yetiştirme açısından çok yararlıdır.

Anne sütünü artırma özellikleri vardır.

Cep telefonları, telekominikasyon, tv ve birçok elektronik cihazların az ya da çok radyasyon dağıttığı günümüzde radyasyonun etkisini azaltan önemli bir besin gıdası.

Yüksek besin özellikleri nedeniyle ataların atası siyez buğdayı özellikle üretimde, tüketimde teşvik edilmelidir. 

Üretimi, hasatı, gıdaya dönüşümünde gerek devlet kuruluşları gerek yerel yönetimler ülke çapında yatırımlar yapmalı, teşvik etmelidirler.

Fırınlardan, marketlerden siyez ekmeği, bulguru ve unu isteyerek Anadolu’nun kadim tahılını yaygınlaştıralım. Hem sağlığımız hem de tarımımızı teşvik edelim.

 

Göcek

16.05.2922