CHP'nin Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Turkiye'nin başka bir ilinde düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitiglerinin bu haftaki adresi Antalya.
Mitingin son hazırlıkları tamamladı. Mitingin yapılacağı Turgut Özal Spor Salonu önü polis barikatları ile kapatıldı. Miting alanına Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün posterleri ve CHP bayrakları asıldı.
Kurulan dev sahneye CHP lideri Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun fotoğrafının olduğu, "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" yazılı pankart asıldı. Sahnenin ön tarafına "Free İmamoğlu! Cumhurbaşkanı adayımız sayın Ekrem İmamoğlu" pankartı asıldı.
"ELİNİZDEN GELENİ ARDINIZA KOYMAYIN!"
Öte yandan, spor salonu binasına İmamoğlu'nun fotoğrafının yer aldığı ''Free İmamoğlu'' pankartı asıldı. Pankartları sosyal medya hesabından paylaşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Siz, sokakları yasakladınız, biz her gün daha çoğaldık. Siz, Ekrem İmamoğlu’nun posterlerini İstanbul’da yasakladınız, biz tüm Türkiye’ye astık. Elinizden geleni ardınıza koymayın!" ifadelerini kullandı.Mitingi öncesinde CHP Antalya Gençlik Kolları, Sakarya Parkı’ndan mitingin yapılacağı Turgut Özal Kapalı Spor Salonu önüne yürüdü.Yürüyüşe, CHP PM üyesi Berkay Gezgin, ''Pikaçu'' kostümlü genç, CHP’nin il ve ilçe başkanları ile çok sayıda genç katıldı. Yürüyüşe miting alanına yaklaşırken Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz de katıldı.Yürüyüşte "Cumhurbaşkanı İmamoğlu", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı, gençlik marşı söylendi. Yürüyüşe en arkadan eşlik eden üniversite öğrencileri ise kepleri ile birlikte alana yürüdü. "Free İmamoğlu" pankartı açan gençler, "Hak hukuk adalet", "Yok bu işin sağı solu" dövizleri taşıdı.
"İMAMOĞLU’NU YASAKLARLA SUSTURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mitingine gönderdiği mesajı, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı tarafından okundu.Kamacı, İmamoğlu’nun mesajı öncesi yaptığı konuşmasında, ”Değerli Antalyalılar, değerli demokrasi hayranları, değerli cumhuriyet hayranları hepinizi CHP adına sevgi ile saygıyla selamlıyorum. Demokrasi meydanında bize katılan ve destek veren siyasi partilere çok teşekkür ediyorum.
Bizim hepimizin faydası demokrasidir. Demokrasi işleyene kadar bu şekilde devam edeceğiz. Türkiye’de 14 büyük şehri kaybeden iktidar, Türkiye’de kumpaslar kurmaya başladı. Siz bunları görüyor ve biliyorsunuz. Yeter artık bu düzen halkı ezmek için var. Bu düzen yandaşı doyurmak için var. Bu düzeni yıkmak hepimizin görevidir. Halkın oylarıyla gelen İmamoğlu’nu yasaklarla susturmaya çalışıyorlar” dedi.
"HAKSIZLIĞA UĞRAYANLAR HER GEÇEN GÜN ARTIYOR"
Mesajına, "Merhaba Antalya; kadınlara, gençlere, emeklilerimize, bu topraklara, bu Cumhuriyete gönül veren herkese selam olsun " sözleriyle başlayan İmamoğlu, şunları kaydetti:''Zaman zaman toplumlar, bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yepyeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik ve güvensizlik sarmalına mahkûm kalacağız.Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor, hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra da birbirine güvenmesi gerekir.
Bu güven kaybolduğunda ne ekonomi işler ne siyaset ahlaki kalır ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden, hiçbir kalıcı çözüm üretemeyiz. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta; hayatın her anında gereklidir.
"KUMPASLARINA DA ZULÜMLERİNE DE BOYUN EĞMEYİZ”
İşte biz bu mücadeleye, bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar.Ancak bilsinler ki, bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda da söylemiştim. Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya, sadece bir şehir değil; tarımın, turizmin, teknolojinin kesiştiği bir potansiyel alanı.Aynı zamanda, çevresindeki göller bölgesiyle, Konya ve Karaman’la birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek güce sahip stratejik bir merkez. Ancak bu büyük potansiyele rağmen, doğru planlamalar yapılmadığı, kaynaklar verimli kullanılmadığı ve ortak akıl işletilmediği için Antalya’nın zenginliği, Antalyalıya refah getirmiyor.
Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan tesisler var, öte yanda kira ödeyemeyen, geçinemeyen aileler. Bir yanda üretmek isteyen ama destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları. Bu çelişki, tesadüf değil; yanlış tercihlerin, günübirlik politikaların sonucu.
"DEMOKRASİ, SADECE SEÇİMLERDE DEĞİL..."
Biz Antalya’ya da çevresindeki tüm illere de bütüncül bir kalkınma vizyonuyla bakıyoruz. Bölgesel eşitsizlikleri giderecek, üretimi destekleyecek, teknolojiyi yaygınlaştıracak ve turizmi tüm kesimlerin kazandığı bir yapıya kavuşturacak bir yol haritamız var.Kaynakların sadece bir kesimin değil, tüm toplumun refahına hizmet ettiği; gençlerin göç etmek zorunda kalmadığı, kadınların üretimin her alanında var olduğu bir Antalya hayal etmiyoruz, inşa edeceğiz.Bu büyük dönüşüm için ihtiyacımız olan şey; yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi, sadece seçimlerde değil, her gün yeniden kurulması gereken bir ortak yaşam kültürüdür.
''DEMOKRASİ NÖBETLERİYLE BÜYÜYEN BU YÜRÜYÜŞTE, HİÇBİR VATANDAŞ YALNIZ DEĞİL”
19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz.
Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız.
Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam. Önümüz bayram, bu vesileyle hepimizin, tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum."
"KEPEZ MEYDANI'NI GÖRÜYOR MUSUN ERDOĞAN"
Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunun okunmasıyla başlayan mitingde kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert sözlerle yüklendi.
Bugün Kepez Meydanı’ndayız. Ekrem Başkan, Kepez Meydanı’nı görüyor. Peki Erdoğan sen görüyor musun? Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkutacağını sandın. Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın.Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doldu doluyor. Sen üzerimize yürüdükçe ayaklarımıza yeni ayaklar, omuzlarımıza yeni omuzlar, ağızlarımıza yeni ağızlar ekleniyor. Çünkü bu millet asırlık kazanımlarına sahip çıkıyor. Emanetine sahip çıkıyor. Emanetini, demokrasiyi, sandığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldı. O emaneti sana kaptırmadı, kaptırmayacak.
"ARTIK ARKASINDA MİLLETİN DESTEĞİ OLMAYAN BİR İKTİDAR VAR"
Sen sokaklardan, meydanlardan korkarsın. Gel bak bu meydanda korkan kimse var mı? Bu meydanı dolduran ne benim ne CHP. Bu milletin iradesine darbe yapan cuntacının başı ben değilim sensin. Bu millet sizin zulmünüze karşı ayaktadır. Bu meydanı dolduran senin zulmüne karşı ayağa kalkan Antalya’dır, Türkiye’dir.
Ey Erdoğan ben milletim. Milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir. Adayımı sandıkta yarıştıracağım. Cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Ama şunu bil ki zulmünün sonuna, devrini sonuna geliyorsun. Millet kararını verdi. Ekrem İmamoğlu geliyor, bir devir bitiyor yeni bir devir başlıyor.Artık arkasında milletin desteği olmayan bir iktidar var. Olsaydı darbeye kalkışmaz, sandıktan korkmaz, artık milletin, devletin de itimat etmediği bir iktidar olduğunu itiraf etmezdi. Olsaydı üç savcının, üç gizli tanığın ayarlanmış 3 hakimin arkasına sığınmazdı.Artık milletin güvenmediği tükenmiş, yaşlanmış bir iktidar var. Herkes bilsin ki bunlar bir avuçtur. Bir avuç insan bugün güzelim ülkeye ihanet etmektedir. Onlar bir avuç insansa biz milyonlarız. Onlar azlar biz çoğuz. Onlar koca koltuklarında küçülürken siz milletimiz meydan meydan büyüyorsunuz.
"DARBENİN KARARGAHI BEŞTEPE"
Erdoğan rakibi ile sandıkta yarışmaktan korkmuş, bu kez darbe postalla değil cübbeyle gelmiştir. Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş, bu darbenin karargahı Beştepe, silahı yargı, mühimmatını da iftira yapmıştır.Biz onun iftiralarına, kontrol ettiği yargıya, saraydan yönettiği darbeye karşı önce Saraçhane'den sonra 81 ilden ayrı ayrı büyük bir cesaretle sesimizi yükselttik.
"ERDOĞAN'A SON İHTARIMDA BULUNUYORUM"
Erdoğan'a tarih önünde son ihtarımda bulunuyorum. Böyle savcılara talimat verip sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma.Çünkü bu sefer yaptığını yanına bırakmayacak, Ekrem Başkanı orada bırakmayacak, seni indireceğiz, onu o makama mutlaka getireceğiz.İleride yine kandırıldım dememek için güvendiğin 3 hukukçuyu görevlendir, soruşturmayı incelesinler. Bu davanın savcısıyım diyeceksen ben de avukatıyım, hodri meydan. İddianameyi yazın, tutuksuz yargılayın, TRT'den canlı yayınlayın. Bu millet iftirayı da duysun, cevabı da duysun. Ekrem Başkan o salonu o savcıya nasıl dar ediyor bunu da görsün millet"
Bu ülkenin onurlu yargı mensuplarına bir kez sesleniyorum. Bu yapılanlardan her birinizin hoşnut olmadığını biliyorum. Bilin ki bu millet sizin doğru, vicdanlı, cesur kararlarınızın arkasında duracaktır.Hukukun yanında duranlar şerefleriyle tarihe geçecekler ancak bu darbeciler bir daha insan içine çıkamayacaklar. Tarafsız olun, hukuka uyun, bu milletin gönlünde tarihe geçin. Suç işleyenlerin değil hukukun peşinden gidin. Suç işleyenlere değil, millete kardeş olun.
''EY ERDOĞAN, SEN BU DAVANIN, NE SAVCISISIN NE HAKİMİSİN''
Çıkmış hala 'suç örgütü' diyor, 'ahtapot' diyor. Bu hukuksuzluğa dünyadan tepki gelince de rahatsız oluyor. Dostum İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, davetimiz üzerine Sosyalist Enternasyonel Toplantısı için İstanbul’daydı.
Orada 81 ülkeden 89 partinin temsilcileri hep birlikte imam oğluna özgürlük diye şurada gördüğünüz pankart kaldırdık, ‘Free İmamoğlu’ diye. Erdoğan bunu görmüş rahatsız olmuş Pedro Sanchez’i kastederek, ‘Ben kendisine işin aslını anlatmıştım şimdi gitmiş orada bir şey kaldırıyor’ diyor. Ey Erdoğan, sen bu davanın ne savcısısın ne hakimisin.Tutup, dönüp dolaşıp ‘Türkiye hukuk devleti’ diyorsun, bu davada gizlilik kararı var. Dosyalar gizliyken sen işin aslını nereden biliyorsun.Türkiye’de yargı bağımsızsa sen bir partinin genel başkanı olarak kimsenin bilmediği bir dosyaya nasıl İspanya Başbakanı'na ne anlatıyorsun? Demek ki anlattıklarında o dosya kadar boş. Demek ki sen de o savcı kadar çaresizsin.''"İMAMOĞLU’NA ÖZGÜRLÜK DEMEK VE BUNU SAVUNMAK CESARET İŞİDİR"
“İmamoğlu’na özgürlük demek ve bunu savunmak cesaret işidir” diyen Özel, “Senin söyledin yalanlara inanıp da buradan kanıt aramak iste cesaret bir yana tam olarak acizliktir. Aciz bir yargı aciz bir savcı aciz bir dosyayı sırf kendi çıkarların için yaratmaya çalışıyorsun. Oysa Türkiye Cumhuriyeti bunu hak etmedi, bundan sonra da hak etmeyecek” diye konuştu.ERDOĞAN’A AYNA TUTALIM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor'' şeklindeki sözlerine de yanıt veren Özel, geçen hafta İzmir’de gösterilen videoya değinerek, ''Gelelim senin ahtapotuna... Kendisine grup toplantısında bir ahtapot göstermiştim. Bu ahtapot neymiş, nereleri sarmış, bugün Erdoğan’a ayna tutalım.Geçen hafta İzmir’de izlediniz mi? İlk kez bir şey izlettik, çok beğenildi. Bir hafta boyunca İzmir mitingindeki bir video konuşuldu. Şimdi bir ay boyunca bu videoyu konuşsunlar bakalım. Hep beraber izleyelim ahtapot neymiş neredeymiş'' dedi.''AL SANA AHTAPOT'' DIYEREK IZLETTI
Özel, mitinge gelen vatandaşlara, AKP'lilerin usulsüzlük ve yolsuzluklarına ilişkin haberlerin yer aldığı videoyu ''Al sana ahtapot'' diyerek izletti.
CHP Lideri Özgür Özel, ''Orada burada da ahtapot arama, ahtapot Saray'da. Öyle, iftirayla ahtapot ararsan gerçek ahtapotu Antalya’da görürsün. O Saray'daki ahtapotun da o ellerinin uzandı her yerdeki yapılan yolsuzlukların da teker teker hesabına Türkiye’de bağımsız yargı soracak. Hiçbirimiz karışmayacağız, mahkemeler önünde hesap verecekler'' dedi.Özel, daha sonra vatandaşlara, bir kaç kez ''ahtapot nerede'' diye sorarak, ''Saray'da'' yanıtını aldı.
"AKDENİZ ÜNIVERSİTESİ'NİN UTANÇ DUYULACAK BİR REKTÖRÜ VAR"
Akdeniz Üniversitesi, 'Köylü milletin efendisidir' lafını duyunca başladı hep bir ağızdan bağırmaya, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyorlar. Biz onlarla gurur duyuyoruz. Darbeye direnişin en ön safında hep bu genç kardeşlerim vardı. Barikatları yıktılar. Saraçhane Meydanı'nı doldurdular.Tüm Türkiye'de; Ankara'da da Antalya'da da Zonguldak'ta da Erzurum'da da gençler hep ön plandaydı. Antalya'da, Akdeniz Üniversitelilerle ne kadar gurur duysanız azdır. Ancak Akdeniz Üniversitesi'nin gurur duyulacak gençlerinin yanında bir de utanç duyulacak rektörü var.
Sokaklara çıkan, iradelerini savunan gençler bugün aramızda. Akdeniz Üniversitesi'nin göbeğinden saraya bağlı rektörü bu pırıl pırıl genç kardeşlerime mezuniyet töreni yaptırmadı. Korktu onlardan. Üzülmüşler, diyorlar ki Akdeniz Üniversitesi, 'Okuduk, çalıştık, bitirdik, mezun olduk.Rektör mezuniyeti elimizden aldı. Mezuniyet coşkusu yaşayamadık. Bir kep bile atamadık'. Ben de dedim ki, 'Biz onlara görülmemiş bir mezuniyet töreni yapmaya ve onların KEP törenini hep birlikte alkışlamaya geliyoruz.' Gençlerle gurur duyuyoruz.
Gençlere özgürlük istiyoruz. İyi bir gelecek istiyoruz. Akdeniz Üniversitesi sizlerle gurur duyuyoruz. Ve şimdi hep beraber 10'dan geriye sayıyoruz. Ve Akdeniz Üniversitesi'nin öğrencileri Türkiye'nin gözü önünde yüz binlerce kişinin geri sayımıyla kep atıyor.Akdeniz Üniversitesi'nin rektörü, işine gelene fahri doktora veriyor, işine gelene alkışlatıyor. Kendi diploması olmayan biri, hem öğrencilerimizin dilinden anlamayan, onların ruhunu bilmeyen, onların coşkusuna ortak olamayan bir rektör atamış, o rektör de mezuniyetlerini iptal etmiş.Biz bu kardeşlerimin her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz. Bu meydandan, Akdeniz Üniversitesi'nden ve bütün üniversitelerden mezun olan tüm evlatlarımız için en kuvvetli alkışı duymak istiyorum. Hepinizi çok seviyoruz arkadaşlar. İyi ki varsınız. Akdeniz Üniversitesi'ne arkadan gelen sesi duyuyor musunuz? Antalya sizinle gurur duyuyor.
Mitingin son hazırlıkları tamamladı. Mitingin yapılacağı Turgut Özal Spor Salonu önü polis barikatları ile kapatıldı. Miting alanına Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün posterleri ve CHP bayrakları asıldı.
Kurulan dev sahneye CHP lideri Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun fotoğrafının olduğu, "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" yazılı pankart asıldı. Sahnenin ön tarafına "Free İmamoğlu! Cumhurbaşkanı adayımız sayın Ekrem İmamoğlu" pankartı asıldı.
"ELİNİZDEN GELENİ ARDINIZA KOYMAYIN!"
Öte yandan, spor salonu binasına İmamoğlu'nun fotoğrafının yer aldığı ''Free İmamoğlu'' pankartı asıldı. Pankartları sosyal medya hesabından paylaşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Siz, sokakları yasakladınız, biz her gün daha çoğaldık. Siz, Ekrem İmamoğlu’nun posterlerini İstanbul’da yasakladınız, biz tüm Türkiye’ye astık. Elinizden geleni ardınıza koymayın!" ifadelerini kullandı.Mitingi öncesinde CHP Antalya Gençlik Kolları, Sakarya Parkı’ndan mitingin yapılacağı Turgut Özal Kapalı Spor Salonu önüne yürüdü.Yürüyüşe, CHP PM üyesi Berkay Gezgin, ''Pikaçu'' kostümlü genç, CHP’nin il ve ilçe başkanları ile çok sayıda genç katıldı. Yürüyüşe miting alanına yaklaşırken Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz de katıldı.Yürüyüşte "Cumhurbaşkanı İmamoğlu", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı, gençlik marşı söylendi. Yürüyüşe en arkadan eşlik eden üniversite öğrencileri ise kepleri ile birlikte alana yürüdü. "Free İmamoğlu" pankartı açan gençler, "Hak hukuk adalet", "Yok bu işin sağı solu" dövizleri taşıdı.
"İMAMOĞLU’NU YASAKLARLA SUSTURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mitingine gönderdiği mesajı, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı tarafından okundu.Kamacı, İmamoğlu’nun mesajı öncesi yaptığı konuşmasında, ”Değerli Antalyalılar, değerli demokrasi hayranları, değerli cumhuriyet hayranları hepinizi CHP adına sevgi ile saygıyla selamlıyorum. Demokrasi meydanında bize katılan ve destek veren siyasi partilere çok teşekkür ediyorum.
Bizim hepimizin faydası demokrasidir. Demokrasi işleyene kadar bu şekilde devam edeceğiz. Türkiye’de 14 büyük şehri kaybeden iktidar, Türkiye’de kumpaslar kurmaya başladı. Siz bunları görüyor ve biliyorsunuz. Yeter artık bu düzen halkı ezmek için var. Bu düzen yandaşı doyurmak için var. Bu düzeni yıkmak hepimizin görevidir. Halkın oylarıyla gelen İmamoğlu’nu yasaklarla susturmaya çalışıyorlar” dedi.
"HAKSIZLIĞA UĞRAYANLAR HER GEÇEN GÜN ARTIYOR"
Mesajına, "Merhaba Antalya; kadınlara, gençlere, emeklilerimize, bu topraklara, bu Cumhuriyete gönül veren herkese selam olsun " sözleriyle başlayan İmamoğlu, şunları kaydetti:''Zaman zaman toplumlar, bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yepyeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik ve güvensizlik sarmalına mahkûm kalacağız.Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor, hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra da birbirine güvenmesi gerekir.
Bu güven kaybolduğunda ne ekonomi işler ne siyaset ahlaki kalır ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden, hiçbir kalıcı çözüm üretemeyiz. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta; hayatın her anında gereklidir.
"KUMPASLARINA DA ZULÜMLERİNE DE BOYUN EĞMEYİZ”
İşte biz bu mücadeleye, bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar.Ancak bilsinler ki, bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda da söylemiştim. Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya, sadece bir şehir değil; tarımın, turizmin, teknolojinin kesiştiği bir potansiyel alanı.Aynı zamanda, çevresindeki göller bölgesiyle, Konya ve Karaman’la birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek güce sahip stratejik bir merkez. Ancak bu büyük potansiyele rağmen, doğru planlamalar yapılmadığı, kaynaklar verimli kullanılmadığı ve ortak akıl işletilmediği için Antalya’nın zenginliği, Antalyalıya refah getirmiyor.
Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan tesisler var, öte yanda kira ödeyemeyen, geçinemeyen aileler. Bir yanda üretmek isteyen ama destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları. Bu çelişki, tesadüf değil; yanlış tercihlerin, günübirlik politikaların sonucu.
"DEMOKRASİ, SADECE SEÇİMLERDE DEĞİL..."
Biz Antalya’ya da çevresindeki tüm illere de bütüncül bir kalkınma vizyonuyla bakıyoruz. Bölgesel eşitsizlikleri giderecek, üretimi destekleyecek, teknolojiyi yaygınlaştıracak ve turizmi tüm kesimlerin kazandığı bir yapıya kavuşturacak bir yol haritamız var.Kaynakların sadece bir kesimin değil, tüm toplumun refahına hizmet ettiği; gençlerin göç etmek zorunda kalmadığı, kadınların üretimin her alanında var olduğu bir Antalya hayal etmiyoruz, inşa edeceğiz.Bu büyük dönüşüm için ihtiyacımız olan şey; yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi, sadece seçimlerde değil, her gün yeniden kurulması gereken bir ortak yaşam kültürüdür.
''DEMOKRASİ NÖBETLERİYLE BÜYÜYEN BU YÜRÜYÜŞTE, HİÇBİR VATANDAŞ YALNIZ DEĞİL”
19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz.
Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız.
Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam. Önümüz bayram, bu vesileyle hepimizin, tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum."
"KEPEZ MEYDANI'NI GÖRÜYOR MUSUN ERDOĞAN"
Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunun okunmasıyla başlayan mitingde kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert sözlerle yüklendi.
Bugün Kepez Meydanı’ndayız. Ekrem Başkan, Kepez Meydanı’nı görüyor. Peki Erdoğan sen görüyor musun? Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkutacağını sandın. Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın.Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doldu doluyor. Sen üzerimize yürüdükçe ayaklarımıza yeni ayaklar, omuzlarımıza yeni omuzlar, ağızlarımıza yeni ağızlar ekleniyor. Çünkü bu millet asırlık kazanımlarına sahip çıkıyor. Emanetine sahip çıkıyor. Emanetini, demokrasiyi, sandığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldı. O emaneti sana kaptırmadı, kaptırmayacak.
"ARTIK ARKASINDA MİLLETİN DESTEĞİ OLMAYAN BİR İKTİDAR VAR"
Sen sokaklardan, meydanlardan korkarsın. Gel bak bu meydanda korkan kimse var mı? Bu meydanı dolduran ne benim ne CHP. Bu milletin iradesine darbe yapan cuntacının başı ben değilim sensin. Bu millet sizin zulmünüze karşı ayaktadır. Bu meydanı dolduran senin zulmüne karşı ayağa kalkan Antalya’dır, Türkiye’dir.
Ey Erdoğan ben milletim. Milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir. Adayımı sandıkta yarıştıracağım. Cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Ama şunu bil ki zulmünün sonuna, devrini sonuna geliyorsun. Millet kararını verdi. Ekrem İmamoğlu geliyor, bir devir bitiyor yeni bir devir başlıyor.Artık arkasında milletin desteği olmayan bir iktidar var. Olsaydı darbeye kalkışmaz, sandıktan korkmaz, artık milletin, devletin de itimat etmediği bir iktidar olduğunu itiraf etmezdi. Olsaydı üç savcının, üç gizli tanığın ayarlanmış 3 hakimin arkasına sığınmazdı.Artık milletin güvenmediği tükenmiş, yaşlanmış bir iktidar var. Herkes bilsin ki bunlar bir avuçtur. Bir avuç insan bugün güzelim ülkeye ihanet etmektedir. Onlar bir avuç insansa biz milyonlarız. Onlar azlar biz çoğuz. Onlar koca koltuklarında küçülürken siz milletimiz meydan meydan büyüyorsunuz.
"DARBENİN KARARGAHI BEŞTEPE"
Erdoğan rakibi ile sandıkta yarışmaktan korkmuş, bu kez darbe postalla değil cübbeyle gelmiştir. Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş, bu darbenin karargahı Beştepe, silahı yargı, mühimmatını da iftira yapmıştır.Biz onun iftiralarına, kontrol ettiği yargıya, saraydan yönettiği darbeye karşı önce Saraçhane'den sonra 81 ilden ayrı ayrı büyük bir cesaretle sesimizi yükselttik.
"ERDOĞAN'A SON İHTARIMDA BULUNUYORUM"
Erdoğan'a tarih önünde son ihtarımda bulunuyorum. Böyle savcılara talimat verip sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma.Çünkü bu sefer yaptığını yanına bırakmayacak, Ekrem Başkanı orada bırakmayacak, seni indireceğiz, onu o makama mutlaka getireceğiz.İleride yine kandırıldım dememek için güvendiğin 3 hukukçuyu görevlendir, soruşturmayı incelesinler. Bu davanın savcısıyım diyeceksen ben de avukatıyım, hodri meydan. İddianameyi yazın, tutuksuz yargılayın, TRT'den canlı yayınlayın. Bu millet iftirayı da duysun, cevabı da duysun. Ekrem Başkan o salonu o savcıya nasıl dar ediyor bunu da görsün millet"
Bu ülkenin onurlu yargı mensuplarına bir kez sesleniyorum. Bu yapılanlardan her birinizin hoşnut olmadığını biliyorum. Bilin ki bu millet sizin doğru, vicdanlı, cesur kararlarınızın arkasında duracaktır.Hukukun yanında duranlar şerefleriyle tarihe geçecekler ancak bu darbeciler bir daha insan içine çıkamayacaklar. Tarafsız olun, hukuka uyun, bu milletin gönlünde tarihe geçin. Suç işleyenlerin değil hukukun peşinden gidin. Suç işleyenlere değil, millete kardeş olun.
''EY ERDOĞAN, SEN BU DAVANIN, NE SAVCISISIN NE HAKİMİSİN''
Çıkmış hala 'suç örgütü' diyor, 'ahtapot' diyor. Bu hukuksuzluğa dünyadan tepki gelince de rahatsız oluyor. Dostum İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, davetimiz üzerine Sosyalist Enternasyonel Toplantısı için İstanbul’daydı.
Orada 81 ülkeden 89 partinin temsilcileri hep birlikte imam oğluna özgürlük diye şurada gördüğünüz pankart kaldırdık, ‘Free İmamoğlu’ diye. Erdoğan bunu görmüş rahatsız olmuş Pedro Sanchez’i kastederek, ‘Ben kendisine işin aslını anlatmıştım şimdi gitmiş orada bir şey kaldırıyor’ diyor. Ey Erdoğan, sen bu davanın ne savcısısın ne hakimisin.Tutup, dönüp dolaşıp ‘Türkiye hukuk devleti’ diyorsun, bu davada gizlilik kararı var. Dosyalar gizliyken sen işin aslını nereden biliyorsun.Türkiye’de yargı bağımsızsa sen bir partinin genel başkanı olarak kimsenin bilmediği bir dosyaya nasıl İspanya Başbakanı'na ne anlatıyorsun? Demek ki anlattıklarında o dosya kadar boş. Demek ki sen de o savcı kadar çaresizsin.''"İMAMOĞLU’NA ÖZGÜRLÜK DEMEK VE BUNU SAVUNMAK CESARET İŞİDİR"
“İmamoğlu’na özgürlük demek ve bunu savunmak cesaret işidir” diyen Özel, “Senin söyledin yalanlara inanıp da buradan kanıt aramak iste cesaret bir yana tam olarak acizliktir. Aciz bir yargı aciz bir savcı aciz bir dosyayı sırf kendi çıkarların için yaratmaya çalışıyorsun. Oysa Türkiye Cumhuriyeti bunu hak etmedi, bundan sonra da hak etmeyecek” diye konuştu.ERDOĞAN’A AYNA TUTALIM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor'' şeklindeki sözlerine de yanıt veren Özel, geçen hafta İzmir’de gösterilen videoya değinerek, ''Gelelim senin ahtapotuna... Kendisine grup toplantısında bir ahtapot göstermiştim. Bu ahtapot neymiş, nereleri sarmış, bugün Erdoğan’a ayna tutalım.Geçen hafta İzmir’de izlediniz mi? İlk kez bir şey izlettik, çok beğenildi. Bir hafta boyunca İzmir mitingindeki bir video konuşuldu. Şimdi bir ay boyunca bu videoyu konuşsunlar bakalım. Hep beraber izleyelim ahtapot neymiş neredeymiş'' dedi.''AL SANA AHTAPOT'' DIYEREK IZLETTI
Özel, mitinge gelen vatandaşlara, AKP'lilerin usulsüzlük ve yolsuzluklarına ilişkin haberlerin yer aldığı videoyu ''Al sana ahtapot'' diyerek izletti.
CHP Lideri Özgür Özel, ''Orada burada da ahtapot arama, ahtapot Saray'da. Öyle, iftirayla ahtapot ararsan gerçek ahtapotu Antalya’da görürsün. O Saray'daki ahtapotun da o ellerinin uzandı her yerdeki yapılan yolsuzlukların da teker teker hesabına Türkiye’de bağımsız yargı soracak. Hiçbirimiz karışmayacağız, mahkemeler önünde hesap verecekler'' dedi.Özel, daha sonra vatandaşlara, bir kaç kez ''ahtapot nerede'' diye sorarak, ''Saray'da'' yanıtını aldı.
"AKDENİZ ÜNIVERSİTESİ'NİN UTANÇ DUYULACAK BİR REKTÖRÜ VAR"
Akdeniz Üniversitesi, 'Köylü milletin efendisidir' lafını duyunca başladı hep bir ağızdan bağırmaya, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyorlar. Biz onlarla gurur duyuyoruz. Darbeye direnişin en ön safında hep bu genç kardeşlerim vardı. Barikatları yıktılar. Saraçhane Meydanı'nı doldurdular.Tüm Türkiye'de; Ankara'da da Antalya'da da Zonguldak'ta da Erzurum'da da gençler hep ön plandaydı. Antalya'da, Akdeniz Üniversitelilerle ne kadar gurur duysanız azdır. Ancak Akdeniz Üniversitesi'nin gurur duyulacak gençlerinin yanında bir de utanç duyulacak rektörü var.
Sokaklara çıkan, iradelerini savunan gençler bugün aramızda. Akdeniz Üniversitesi'nin göbeğinden saraya bağlı rektörü bu pırıl pırıl genç kardeşlerime mezuniyet töreni yaptırmadı. Korktu onlardan. Üzülmüşler, diyorlar ki Akdeniz Üniversitesi, 'Okuduk, çalıştık, bitirdik, mezun olduk.Rektör mezuniyeti elimizden aldı. Mezuniyet coşkusu yaşayamadık. Bir kep bile atamadık'. Ben de dedim ki, 'Biz onlara görülmemiş bir mezuniyet töreni yapmaya ve onların KEP törenini hep birlikte alkışlamaya geliyoruz.' Gençlerle gurur duyuyoruz.
Gençlere özgürlük istiyoruz. İyi bir gelecek istiyoruz. Akdeniz Üniversitesi sizlerle gurur duyuyoruz. Ve şimdi hep beraber 10'dan geriye sayıyoruz. Ve Akdeniz Üniversitesi'nin öğrencileri Türkiye'nin gözü önünde yüz binlerce kişinin geri sayımıyla kep atıyor.Akdeniz Üniversitesi'nin rektörü, işine gelene fahri doktora veriyor, işine gelene alkışlatıyor. Kendi diploması olmayan biri, hem öğrencilerimizin dilinden anlamayan, onların ruhunu bilmeyen, onların coşkusuna ortak olamayan bir rektör atamış, o rektör de mezuniyetlerini iptal etmiş.Biz bu kardeşlerimin her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz. Bu meydandan, Akdeniz Üniversitesi'nden ve bütün üniversitelerden mezun olan tüm evlatlarımız için en kuvvetli alkışı duymak istiyorum. Hepinizi çok seviyoruz arkadaşlar. İyi ki varsınız. Akdeniz Üniversitesi'ne arkadan gelen sesi duyuyor musunuz? Antalya sizinle gurur duyuyor.