Mandalina ve Kenger

Dr. Nurettin Demir drnurettindemir@gmail.com

Bodrum’da yılın son günleri. Güneşli bir gün. Mevsimine göre epey sıcak. Denizde yüzenler var. Ne güzel bir ülkede yaşıyoruz. 

Bodrum Çağdaş Yaşam Derneğinin yıl sonu kermesi, sergileri var. Bodrum’un çağdaş kadınları öğrencilere burs sağlamak için el emeği göz nuru hazırladıkları eserlerini sergiliyorlar. 

Aynı dönemlerde milletvekilliği yaptığımız Ömer Süha Aldan, İzmir’den İsa Ön Hocam ve Önceki Dönem İlçe Başkanımız Recai Seymen ile birlikte Bitez’e geldik. Hani türkülerde geçen Bitez Yalısına. Festivalin kurulduğu caddeye deniz tarafından giriyoruz. Mandalinalar tezgahta kasa kasa. El emeği ürünler sergileniyor. Bodrum köylüleri, tezgahtarlar, Bodrum sevdalıları sokakları doldurmuşlar. Çarşı meydanına doğru gidiyoruz. Tezgahtarlar dahil bağıran çağıran yok. Herkesin yüzü asık. Üzgün. Sokağın ortalarına doğru yol alıyoruz. Girişte duvarın dibinde bir tahta oturağın üzerine oturmuş, her iki elini bastonunu yere çakarcasına dayanan bir yaşlı adam sessiz sessiz ağlıyordu. Yanına yaklaştım “Neden ağlıyorsun?” Eğik kafasını yukarı doğru kaldırdı. Gözlerinin pınarı kurumuş ancak birkaç gözyaşıyla ıslanmış yüzüyle bana bakarak ”12 şehidimize ağlıyorum. Ben emekli astsubayım. Yıllar önce oralarda, Hakkari’nin Kuzey Irak Sınırında Sinat Yakınlarında görev yaptım. Tarık Tepe’de 12 askerimiz şehit oldu. Verilen şehitlerimiz için ağlıyorum. Yirmi yıl geçti. Değişen hiçbir şey yok. Her seçim öncesi bu tür haberler alıyoruz. Kahroluyoruz. Neden seçimlere yaklaştığında şehitlerimiz artar? Yazık Anadolu’nun yoksul çocuklarına. Değişen bir şey yok. Onlar için ağlıyorum” 

Gerçekten içimiz, yüreğimiz yanıyor. İki günde 12 vatan evladımız şehit oldu. Tüm ülkemizi derin üzüntülere boğdu. İktidardan ne halka nede TBMM’ne ne bilgi ve ne de açıklama yapılmıyor? CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de isyanı yerinde. 

Bu karamsar duygular arasında Bitez Çarşı meydanına doğru devam ediyoruz. Mis gibi mandalina kasalarının ve tezgahlarının arasında yürüdük. Festivale gelenlerin gözlerinde hep şu soru vardı ‘ 2 günde neden 12 şehit?’

Festival alanında Bodrum Kaymakamı, Belediye Başkanı sahnede mandalina ile ilgili söyleşi yapan Bodrumluları izliyorlardı. Sahnedeki üreticilerden biri “ 350 yaşında mandalina ağaçlarımız var.” O kadar yaş alacağını bende bilmiyordum. Demekki zeytin kadar olmasada mandalinalarda yarım yüzyıla yakın meyve verebiliyorlar! Başka bir üretici “Mandalinalar’ın ana vatanları Çin’dir.  iki yoldan ülkemize gelmişlerdir. Çekirdeksiz yani satsumalar Pakistan İran ve Rize üzerinden bölgemize getirilmiştir. Çekirdekli mandalinalar ise Afrika Mısır, Girit üzerinden gelmiştir. Asıl coğrafi işaret almış kendine has aromalı Bodrum Mandalinası çekirdeklidir. Mis gibi kokar. Sadece bu bölgeye has aromaya sahiptir. Yalıkavak tarafından gelen kuzey rüzgarları ile güneyden  gelen deniz esinti- rüzgarları ile Bodrum topraklarının ortaklaşa katkılarıyla Bodrum Mandalinası üretiliyor. Bu kokulu mandalinalar, bu aroma Bodrum dışında bulunmaz!. Şehirleşme ve konut hırsı mandalina bahçeleri her yıl azalmaktadır. Eko turizm geliştirilmeli ve turizm gelirlerinden Mandalina ve Mandalina üreticileri de hak ettikleri payı almalıdırlar. Yoksa Bodrum’un kokulu mandalinalarını gelecek kuşaklar tarih kitaplarından öğrenirlerse şaşmamak gerekir” dedi.

Recai Seymen “17.cisi düzenlenen Bodrum Mandalina Festivalinin bugünlere gelmesinde Çökertme Gazetesinin sahiplerinden Gazeteci Miyase Hakalan Karlıova’nın  çok önemli katkıları vardır. Verilen emekler unutmamalıdır.” diye ekledi.

Son yirmi yıldır ülkenin, halkın güzelliklerini ve değerlerini gasp eden çeşitli entrikaları yok eden talancı bir şirket Bodrumun eşsiz güzelliklerinden Kızılağaç sınırları içinde sahil bandında halkın, kamunun olan doğa harikası Geren bölgesinde yapılacak süper lüks otel talanına karşı çıkmak için Kızılağaç köyüne gitmek üzere festival akanından ayrıldık. Yine mandalina tezgahlarının arasından üreticilere selam vererek araçları park ettiğimiz yere doğru gidiyoruz. Çıkışa yaklaştığımızda mandalinalar yanında herkesi cezbeden bir sebze grubu vardı. Üzerinde “kenger” yazıyordu. Bizlerle dolaşan yardımcımız Tuğrul Keser’in de dikkatini çekmiş ki; “Kenger nedir ne işe yarar?” diye sorunca Ömer Süha Aldan “Birçok isimle anılsa da ‘şevketi bostan’ çokça bilinen diğer adıdır. Harika bir sebzedir. Kuzu eti ile yapılan yemekleri sofraların baştacıdır. İzmirliler çok severler ve çeşitli yemeklerini yaparlar”.

Dişleri güçlendiren Kenger otu, vücudu dinlendirir. Halsizliğe iyi gelir. Yüz ve çene kaslarını güçlendirir. Şeker ve tansiyonu da dengeler.

Festival sokağı çıkışında gözlerim ağlayan yaşlı astsubayı aradım. Yoktu. Sordum “Ambulans geldi hastaneye götürdüler” dediler.  Bu ülke artık terör belasından kurtulmalıdır.

Not: Değerli Göcek Gazete okurlarının, hemşerilerim ve dostlarımın yeni yılını kutlar, sağlık ve esenlikler dileri. Yeni Yılda buluşmak ümidiyle...

Göcek

25.12.2023