Uzmanlar, Ege Denizi'nde 28 Ocak'tan bu yana art arda meydana gelen depremlerin İstanbul, Marmara Bölgesi ve Anadolu'daki mevcut fayları tetikleyip tetiklemeyeceğini değerlendirdi. Prof. Celal Şengör, "Oradaki yanardağ aktif zaten. Yalnız orası patlarsa hepimize Allah'a ısmarladık" yorumunda bulundu.
Deprem fırtınası şeklinde gelişen aktivite sonucunda 1-2 arası 100, 2-3 arası 255, 3-4 arası 182 ve 4-5 arası 33 deprem meydana geldi. Şu ana kadarki depremlerin en büyüğü 4,9 olarak kayıtlara geçti.Depremler, Santorini Adası'nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda artış gösterdi ve derinlikleri 5 ila 25 kilometre arasında değişti.Uzmanlar, Santorini Adası'nda artan sismik hareketliliğin yanı sıra 28 Ocak'tan bu yana kaydedilen depremlerin İstanbul ve Anadolu'ya olası etkisi değerlendirmede bulundu.“ORASI PATLARSA HEPİMİZE ALLAH’A ISMARLADIK”
Ege Denizi'nde son günlerde meydana gelen depremleri değerlendiren Prof. Dr. Celal Şengör şunları kaydetti:"Depremlerin ne tür deprem olduğu, derinliklerini öğrendim, 7 kilometre imiş. Yani burada normal bir derinlik, beklenilen bir şey. Ama depremler ne tür depremler? Bir de tam olarak nerede kümeleniyorlar? Vallahi oradaki yanardağ aktif zaten. Yalnız orası patlarsa hepimize Allah'a ısmarladık.Depremlerin türleri ne? Onu görebilmeyi çok isterim. Onun fay çözümlerini bizimkiler yaparlar herhalde. Ondan zamanında almak lazım. Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Şimdi söylenebilecek bir şey var. Harita üzerinde nasıl görünüyor bunlar?Buradaki fayların her biri normal fay. Bunların hepsi tsunami yapar. Çünkü tsunaminin olabilmesi için deniz tabanında yer değişimi olması lazım. Topograf yanı değişmesi lazım. Mesela İstanbul öyle değil. İstanbul'daki fay, yan yana fay.Orada tsunami tehlikesi ancak yer kayması olursa olur. Ama bir yer kayması olduğu zaman da orada 7 metreye kadar olabiliyor yani.”"2,5 YILDIR HAREKETLİ"
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, depremlerin 2 bin 500 kilometrekarelik bir alan içerisinde hala devam ettiğini, sismik hareketlerde de belirgin bir artışın dikkati çektiğini anlattı.Enstitüsü olarak bölgeyi 7 gün 24 saat izlediklerini aktaran Özel, "Burası Ege Denizi'nin güneyinde, Helenik Yayı ve Afrika Plakası'nın, Avrasya Plakası'nın altında aktif bir dalma-batma zonu... Buralar 2,5 yıldır aslında hareketli. Akdeniz'de de sürekli kaydediyoruz ama bu depremlerin frekansları çoğalmaya başladı." dedi.VOLKANİK HAREKETLİLİK VAR MI?
Özel, tarih boyunca bölgede çok sayıda deprem ve büyük patlamalar yaşandığını, bazılarının tsunamiye neden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:"Benzer bir etkinlik 2011-2012 yıllarında da kaydedilmiş, volkanik aktivite dönemleri olmuş. Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu biz zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivitesi bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkili. Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil."Özel, gelecekte bölgede hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu söyledi."TÜRKİYE'DE ACİL BİR DURUM GÖRÜLMÜYOR AMA..."
Bundan dolayı çok disiplinli bir izleme sistemiyle burasının sürekli gözlenmesi gerektiğini kaydeden Özel, şöyle konuştu:"Türkiye'de acil bir durum görülmüyor ama gelişmeleri yakından izliyoruz. Aktivitenin seyrine göre değerlendirmeye devam etmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Bunlar, Marmara Bölgesi'ni etkileyecek faktörler değiller. Türkiye'de güneybatıya etkilerini değerlendirmek de aktivitenin nasıl devam edeceğine bağlı. Şu andaki mevcut aktivite, Girit'in kuzeyi ve Türkiye'nin güneybatısı arasında yer alan bir hat. Böyle bir şeyin bütün Marmara'yla tek bir bağlantısı olamaz." diye konuştu."BÖLGEYİ SÜREKLİ İZLİYORUZ"
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise depremin olduğu lokasyonun önemine işaret ederek, bir haftadan beri bölgede bir kısmı 4 ve üzeri olan 500'den fazla depremin yaşandığını söyledi.Bölgedeki Santorini Adası'nın volkanik olduğunu dile getiren Ersoy, "Zamanında da insanlık tarihi içerisinde faaliyete geçmiş, yıkımlar yapmış, tsunami de oluşturmuş önemli bir ada. Bunun hemen yanında oluyor" dedi.Santorini'nin yanındaki Amargos Adası'nda, 1956'da deniz içerisinde yaşanan büyük bir depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalara neden olduğuna işaret eden Ersoy, burada hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin oluşabildiğini bildirdi.Ersoy, bölgede oluşabilecek üçlü tehlikeye dikkati çekerek, "Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla'nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz" diye konuştu.Ege Denizi'ndeki deprem fırtınasını AFAD'ın da izlediğini vurgulayan Ersoy, yanlış bilgilendirme olmaması açısından zaman zaman gerekli açıklamaların yapıldığını anlattı."İSTANBUL VE ANADOLU'YLA İLGİSİ YOK"
Ersoy, "Bu tam bizim olayımız olmadığı için kriz merkezinin Yunanistan'da, adada kurulmuş olması çok normal" değerlendirmesini yaptı.Yunanistan'da kurulan merkezin mantıkIı uyarılarda bulunduğunu kaydeden Ersoy, "Bu deprem fırtınasının İstanbul ve Anadolu'nun herhangi bir yeriyle ilgisi yok, tetiklemesi falan da mümkün değil. Öyle bir şeyler söyleniyorsa tamamen yanlış ve spekülatif." bilgisini verdi
Deprem fırtınası şeklinde gelişen aktivite sonucunda 1-2 arası 100, 2-3 arası 255, 3-4 arası 182 ve 4-5 arası 33 deprem meydana geldi. Şu ana kadarki depremlerin en büyüğü 4,9 olarak kayıtlara geçti.Depremler, Santorini Adası'nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda artış gösterdi ve derinlikleri 5 ila 25 kilometre arasında değişti.Uzmanlar, Santorini Adası'nda artan sismik hareketliliğin yanı sıra 28 Ocak'tan bu yana kaydedilen depremlerin İstanbul ve Anadolu'ya olası etkisi değerlendirmede bulundu.“ORASI PATLARSA HEPİMİZE ALLAH’A ISMARLADIK”
Ege Denizi'nde son günlerde meydana gelen depremleri değerlendiren Prof. Dr. Celal Şengör şunları kaydetti:"Depremlerin ne tür deprem olduğu, derinliklerini öğrendim, 7 kilometre imiş. Yani burada normal bir derinlik, beklenilen bir şey. Ama depremler ne tür depremler? Bir de tam olarak nerede kümeleniyorlar? Vallahi oradaki yanardağ aktif zaten. Yalnız orası patlarsa hepimize Allah'a ısmarladık.Depremlerin türleri ne? Onu görebilmeyi çok isterim. Onun fay çözümlerini bizimkiler yaparlar herhalde. Ondan zamanında almak lazım. Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Şimdi söylenebilecek bir şey var. Harita üzerinde nasıl görünüyor bunlar?Buradaki fayların her biri normal fay. Bunların hepsi tsunami yapar. Çünkü tsunaminin olabilmesi için deniz tabanında yer değişimi olması lazım. Topograf yanı değişmesi lazım. Mesela İstanbul öyle değil. İstanbul'daki fay, yan yana fay.Orada tsunami tehlikesi ancak yer kayması olursa olur. Ama bir yer kayması olduğu zaman da orada 7 metreye kadar olabiliyor yani.”"2,5 YILDIR HAREKETLİ"
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, depremlerin 2 bin 500 kilometrekarelik bir alan içerisinde hala devam ettiğini, sismik hareketlerde de belirgin bir artışın dikkati çektiğini anlattı.Enstitüsü olarak bölgeyi 7 gün 24 saat izlediklerini aktaran Özel, "Burası Ege Denizi'nin güneyinde, Helenik Yayı ve Afrika Plakası'nın, Avrasya Plakası'nın altında aktif bir dalma-batma zonu... Buralar 2,5 yıldır aslında hareketli. Akdeniz'de de sürekli kaydediyoruz ama bu depremlerin frekansları çoğalmaya başladı." dedi.VOLKANİK HAREKETLİLİK VAR MI?
Özel, tarih boyunca bölgede çok sayıda deprem ve büyük patlamalar yaşandığını, bazılarının tsunamiye neden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:"Benzer bir etkinlik 2011-2012 yıllarında da kaydedilmiş, volkanik aktivite dönemleri olmuş. Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu biz zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivitesi bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkili. Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil."Özel, gelecekte bölgede hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu söyledi."TÜRKİYE'DE ACİL BİR DURUM GÖRÜLMÜYOR AMA..."
Bundan dolayı çok disiplinli bir izleme sistemiyle burasının sürekli gözlenmesi gerektiğini kaydeden Özel, şöyle konuştu:"Türkiye'de acil bir durum görülmüyor ama gelişmeleri yakından izliyoruz. Aktivitenin seyrine göre değerlendirmeye devam etmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Bunlar, Marmara Bölgesi'ni etkileyecek faktörler değiller. Türkiye'de güneybatıya etkilerini değerlendirmek de aktivitenin nasıl devam edeceğine bağlı. Şu andaki mevcut aktivite, Girit'in kuzeyi ve Türkiye'nin güneybatısı arasında yer alan bir hat. Böyle bir şeyin bütün Marmara'yla tek bir bağlantısı olamaz." diye konuştu."BÖLGEYİ SÜREKLİ İZLİYORUZ"
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise depremin olduğu lokasyonun önemine işaret ederek, bir haftadan beri bölgede bir kısmı 4 ve üzeri olan 500'den fazla depremin yaşandığını söyledi.Bölgedeki Santorini Adası'nın volkanik olduğunu dile getiren Ersoy, "Zamanında da insanlık tarihi içerisinde faaliyete geçmiş, yıkımlar yapmış, tsunami de oluşturmuş önemli bir ada. Bunun hemen yanında oluyor" dedi.Santorini'nin yanındaki Amargos Adası'nda, 1956'da deniz içerisinde yaşanan büyük bir depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalara neden olduğuna işaret eden Ersoy, burada hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin oluşabildiğini bildirdi.Ersoy, bölgede oluşabilecek üçlü tehlikeye dikkati çekerek, "Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla'nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz" diye konuştu.Ege Denizi'ndeki deprem fırtınasını AFAD'ın da izlediğini vurgulayan Ersoy, yanlış bilgilendirme olmaması açısından zaman zaman gerekli açıklamaların yapıldığını anlattı."İSTANBUL VE ANADOLU'YLA İLGİSİ YOK"
Ersoy, "Bu tam bizim olayımız olmadığı için kriz merkezinin Yunanistan'da, adada kurulmuş olması çok normal" değerlendirmesini yaptı.Yunanistan'da kurulan merkezin mantıkIı uyarılarda bulunduğunu kaydeden Ersoy, "Bu deprem fırtınasının İstanbul ve Anadolu'nun herhangi bir yeriyle ilgisi yok, tetiklemesi falan da mümkün değil. Öyle bir şeyler söyleniyorsa tamamen yanlış ve spekülatif." bilgisini verdi