Çalışanlar işsiz kaldı duman ve sorular havada bekliyor!
Dalaman’da Cuma günü başlayıp söndürülen, Cumartesi günü nasıl oldu ise yeniden başlayan ve söndürülemeyen yangın ne yazık ki hayatımızın vazgeçilmezi oldu.
01 Temmuz 2021 - 13:20
Dalaman’da Cuma günü başlayıp söndürülen, Cumartesi günü nasıl oldu ise yeniden başlayan ve söndürülemeyen yangın ne yazık ki hayatımızın vazgeçilmezi oldu.
Yangın nedeniyle rüzgarın yön değiştirmesi ile bir Dalaman, bir Ortaca, ara ara Köyceğiz ve Fethiye’nin bazı bölgeleri dumanlar altında kaldı ve hala da kalmaya devam ediyor.
Bugün (Çarşamba) gün içinde Dalaman’da nispeten temiz bir hava vardı ancak Ortaca’ya gelince dumanlar içinde kaldık yine. Akşam saatlerinde Çaylı’dan telefon geldi, göz gözü görmüyor diye.
Ve günlerde biz gazeteciler şu soruyu duyduk, “Ne zaman sönecek?”. Cevap verdik, “Bilmiyoruz”. Yetkililerin bile bilmediği ve her birisinin farklı cevap verdiği bir soruyu yanıtımız bu kadar net. Ve ne yazık ki halk bu soruları için muhattap şu an birtek bizi bulabiliyor!
Aslında çok soru var cevaplanması gereken. Şu an gazeteciler Valinin, İl Sağlık Müdürü’nün, Kaymakamın yapması gereken halkı bilgilendirme görevini yapmaya çalışıyor. Bir de unutmadan Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş’ta. Ancak Başkan Karakuş doktor değil, sağlıkçı değil, çevreci değil, bazı bilgilere ilk saydığım görevdeki kişiler gibi erişmesine imkan yok. Bu yüzden de bu kişilerden aldığı bilgileri bizlere aktarmaya çalışıyor. O da konuşmasa hiçbir bilgi alamayacağız.
Demin de belirttim çok soru var cevaplanması gereken. Bu cevapları öncelikle bu fabrika ile yıllardır yaşayan Dalamanlılar, sonra Dalamanlılar ile birlikte havadaki zehri solumak zorunda Ortacalılar ve diğer dumanzedeler ile Mopak işçileri hak ediyor.
Ancak demin de dedim ve tekrar ediyorum ki cevap verecek kişiler ortada yok.
Yangın başladığından bu yana Muğla Valisinden yangın hakkında, yangının ve çıkan dumanın zararı hakkında, halkın ne yapması hakkında, ne zaman biteceği hakkında ve birçok soru hakkında yanıt alamadık. Vali beyden tek öğrendiğimiz, daha doğrusu benim tek bulabildiğim yangın günü ekiplerin çalışma yaptığı yönündeydi.
İl Sağlık Müdürlüğü gibi bir kurumumuz var. Hani şu bir şehirde sağlıkla ilgili bir sorun olduğunda muhatap olarak bulmanız, sorularınızı ve sorunlarınızı çözmesini istediğiniz kurum. Hastaneye röntgen geldiğinde, yada bir hastanenin bilmem ne odasında açıldığında görmeye alışkın olduğumuz İl Sağlık Müdürümüzü ne yazık ki hiç göremedik Dalaman’da. Belki gelmiştir gizlice onu da bilmiyoruz. Ancak en azından bir sesini duysak, yada kelimelerini okusaydık Muğla veya ulusal basında. Bu duman zararlımı, ağzımızı kapatalım, evden mi çıkmayalım, evimi terk edelim, kurşun döktürüp fal mı baktıralım diye!
Dalaman Kaymakamımız var birde. Dalaman’ın mülki amiri, en üst düzey mevkiideki kişisi. Dalaman’da Dalamanlılar ile yaşıyor kendisi. Ve öyle tahmin ediyoruz ki dumandan onun haberi olmuştur! Yanıldık mı yoksa?
Çünkü bu dumanla ilgili bir açıklamada bulunmadı henüz kendisi. Bir sıkıntı yaşasaydı, bölge halkının da yaşadığını düşünür, halkın ne tür tedirginlik içinde olduğunu ve halkı rahatlatmak sorularına yanıt vermek gerektiğini tahmin ederdi diye düşünüyorum.
Gerçi bugün bir “basın açıklaması” yaptı Dalaman Kaymakamı Ali Güldoğan. Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil ile birlikte “Basın’a sansür” uygulayarak bir basın açıklaması yaptılar. Basın’a Sansür uygulayarak basın açıklaması nasıl olur demeyin, bende yeni öğrendim, oluyormuş.
Dalaman ve Ortaca’da devamlı şekilde basılı 4 gazete var. Yakın bölgeler olan Fethiye ve Köyceğiz’i de sayarsam bu sayı 10’lara ulaşır. Ayrıca basılı gazete harici, internet haber sitesi ve ulusal ajansların temsilcileri var. Size bugün o toplantıyı katılacak en az 15 faal gazeteciyi sayarım. Ancak 1 kişi hariç kimse yoktu. Daha doğrusu benim araştırmamda bu çıktı. Dalamantv.com’dan Ethem Ersen, DHA Dalaman Muhabiri Ercan Kaylı, Tolgahan Kaylı, Güneyege’den Cihat Cura zaten toplantıdan haberleri olmadığını hem bana, hem de yorum olarak belirttiler.
Bu derece önemli bir olayla ilgili düzgün bir açıklamayı, bu saydığım bölgeler harici Ulusal basın bizzat muhabir ve canlı yayın ekibi dahi gönderirdi.
Toplantıya katılanlara sorduğumda bir tek orada AA muhabiri Ömer Kundakçı olduğunu öğrendim.
Kısaca bağımsız, sorgulayıcı basın yerine devletin ajansı olan Anadolu Ajansı muhabirine özel yapılan bir açıklamayı, Basın Açıklaması diye sundular. Soran ve sorgulayan yok, sadece kendilerinin yayınlanmasını istedikleri açıklama. Mükemmel.
Keşke Basın Açıklaması demeyip, özel açıklama olduğunu belirtselerdi.
Ne söylediklerini merak ediyorsanız araştırıp bulun. Bize yapmadı sonuçta ancak şunu söyleyeyim, bizim ve halkın merak ettiği, tedirgin olduğu hiçbir konudan bahsetmediler.
Sanırım soru sorulup, gündem yaratmak istemediler. Yoksa bölgede yaz nüfusu ile birlikte belki 100 belki 200 bini aşan insan nüfusunu ilgilendiren ve halk dilinde “Çevre Felaketi”ne dönüşen bir konuda buradaki yerel gazetecileri çağırıp, halkın bilgilenmesini isterlerdi değil mi?
Bugünkü açıklamada bir şey dikkatimi çekti. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil fabrikada bulunan cam kırıkları, kağıt, karton, plastik ve benzeri insan sağlığın zararlı olmayan atıkların yanı sıra, boya kutuları, pil, batarya, ibc gibi atıkların bir arada olduğu ve dağınık şekilde depolandığını tespit edildiğini ve Bakanlıkça da verilen çevre izin belgesinin bu atıklar yüzünden yüzünden iptal edildiğini ve ceza kesildiğini belirtiyor.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim ilk konu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil burada, “Çevre ve insan sağlığına ciddi şekilde zarar vermesi” nedenini gösteriyor! Fabrika bu atıkları ne zamandır depoluyor, neden bu atıklar bu güne kadar devlet tarafından kontrol edilmedi ile çevre ve insan sağlığına ne derece zarar verdi ve vermeye devam edecek soruları geliyor insanın aklına ilk olarak.
Az önce belirttiğim Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil fabrikanın kapatılmasında yangın ve yanan maddeleri göstermedi. Peki bu atıklardan yanan maddeler içinde var mıydı? Sorusu bir başka merak ettiğim. Ayrıca madem bu atıkların depolanması nedeniyle ceza yazıldı, çıkan yangın ve günlerdir soluduğumuz duman için ayrı bir ceza yazılacak mı? Sorusu da hemen akla geliyor.
Soru çok dedim ya ancak cevaplayan yok ne yazık ki! İşte o sorulardan bazıları,
Mesela Seka zamanında fabrikadaki selülozün dağılmaması ve kaybını önlemek için için zemine kimyasal madde ile koruyucu döküldüğü, yangın çıkan ve hala sönmeyen alanında burası olduğu. Bu doğru mu? Doğru ise Seka zamanında yada Mopak zamanında bu zemindeki kimyasal temizlendi mi? Temizlenmediyse şu an soluduğumuz “zehir”de ne oranda bu kimyasal madde var.
Yangın ne zaman söndürülecek? Ve neden söndürülemiyor?
Yanan maddeler tam olarak neler?
Orman yangınlarında ağaç ve otların dumanı ile insanı öldürebiliyor. Burada plastik ve reçineden bahsediliyor ki birçok kişi de “kimyasal ve diğer atıkların”da olduğunu iddia ediyor. Bu yangın nedeniyle maruz kaldığımız duman tam olarak bize ne tür zarar veriyor? Sebze/meyvemizi, suyumuzu, çocuklarımızı nasıl etkileyecek. Ne tür önlemler almamız gerekiyor?
Yangınla ilgili bir sürü itham var. Fabrika itfaiyeye geç aradı diyen de var, fabrika itfaiyeyi zamanında aradı ancak geç geldiler diyende. Fabrika araç bulamadı diyende var, her türlü araç vardı, ihmal ettiler diyende. Bu soruların yanıtları ne olacak?
Mopak yetkililerine de sorular var. Yıllardır Dalaman’ın ekmeğini yiyen sizler, Dalamanlılara ve bölge halkına bir açıklama bulunma nezaketinde bulunamaz mısınız? Yıllardır kokusu, gürültüsü vb.birçok etkeni maruz kalan bu halka en azından bunu borçlu değil misiniz? Neden sessiz kalıyorsunuz?
Ve Mopak işçileri. Ama fabrikadan, ama oradaki işçi/işçilerin hatasından yada diğer nedenlerden bir yangın çıktı ve fabrika kapatıldı. Tam rakamı alamadık ama 200’ü aşkın insandan bahsediliyor. Devlet fabrikayı kapatırken, bu insanlar için ne tür önlem düşündü. Bu kadar insanı fabrika bir anda kapı önüne mi koyacak? Yoksa devlet bu insanların haklarını savunmalarına destek verip, sonra ki süreçte de geçimlerini sağlayacak alternatif yöntem sunacak mı?
Ve Fabrikanın bulunduğu alan var. Orası ile ilgili de bir sürü sorular var. Şimdi orası ne olacak?
Daha birçok soru var sorulması gereken ama ne yazık ki bu soruları yanıt vermesi gereken bizim Muğla’daki muhataplarımız olan Muğla Valisi, Muğla İl Sağlık Müdürü ve Dalaman Kaymakamı bir yanıt vermiyor. Umarım bir yetkili çıkar ve halkı bilgilendirme yada gerçek anlamda bir basın açıklaması yapar da bu dumanla kaç gündür yaşamak zorunda kalan Dalaman ve Ortacalıların kafasındaki sorular da cevabını bulmuş, en azından sorular havada kalmamış olur.
Mete Sönmez Batı Haber
Yangın nedeniyle rüzgarın yön değiştirmesi ile bir Dalaman, bir Ortaca, ara ara Köyceğiz ve Fethiye’nin bazı bölgeleri dumanlar altında kaldı ve hala da kalmaya devam ediyor.
Bugün (Çarşamba) gün içinde Dalaman’da nispeten temiz bir hava vardı ancak Ortaca’ya gelince dumanlar içinde kaldık yine. Akşam saatlerinde Çaylı’dan telefon geldi, göz gözü görmüyor diye.
Ve günlerde biz gazeteciler şu soruyu duyduk, “Ne zaman sönecek?”. Cevap verdik, “Bilmiyoruz”. Yetkililerin bile bilmediği ve her birisinin farklı cevap verdiği bir soruyu yanıtımız bu kadar net. Ve ne yazık ki halk bu soruları için muhattap şu an birtek bizi bulabiliyor!
Aslında çok soru var cevaplanması gereken. Şu an gazeteciler Valinin, İl Sağlık Müdürü’nün, Kaymakamın yapması gereken halkı bilgilendirme görevini yapmaya çalışıyor. Bir de unutmadan Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş’ta. Ancak Başkan Karakuş doktor değil, sağlıkçı değil, çevreci değil, bazı bilgilere ilk saydığım görevdeki kişiler gibi erişmesine imkan yok. Bu yüzden de bu kişilerden aldığı bilgileri bizlere aktarmaya çalışıyor. O da konuşmasa hiçbir bilgi alamayacağız.
Demin de belirttim çok soru var cevaplanması gereken. Bu cevapları öncelikle bu fabrika ile yıllardır yaşayan Dalamanlılar, sonra Dalamanlılar ile birlikte havadaki zehri solumak zorunda Ortacalılar ve diğer dumanzedeler ile Mopak işçileri hak ediyor.
Ancak demin de dedim ve tekrar ediyorum ki cevap verecek kişiler ortada yok.
Yangın başladığından bu yana Muğla Valisinden yangın hakkında, yangının ve çıkan dumanın zararı hakkında, halkın ne yapması hakkında, ne zaman biteceği hakkında ve birçok soru hakkında yanıt alamadık. Vali beyden tek öğrendiğimiz, daha doğrusu benim tek bulabildiğim yangın günü ekiplerin çalışma yaptığı yönündeydi.
İl Sağlık Müdürlüğü gibi bir kurumumuz var. Hani şu bir şehirde sağlıkla ilgili bir sorun olduğunda muhatap olarak bulmanız, sorularınızı ve sorunlarınızı çözmesini istediğiniz kurum. Hastaneye röntgen geldiğinde, yada bir hastanenin bilmem ne odasında açıldığında görmeye alışkın olduğumuz İl Sağlık Müdürümüzü ne yazık ki hiç göremedik Dalaman’da. Belki gelmiştir gizlice onu da bilmiyoruz. Ancak en azından bir sesini duysak, yada kelimelerini okusaydık Muğla veya ulusal basında. Bu duman zararlımı, ağzımızı kapatalım, evden mi çıkmayalım, evimi terk edelim, kurşun döktürüp fal mı baktıralım diye!
Dalaman Kaymakamımız var birde. Dalaman’ın mülki amiri, en üst düzey mevkiideki kişisi. Dalaman’da Dalamanlılar ile yaşıyor kendisi. Ve öyle tahmin ediyoruz ki dumandan onun haberi olmuştur! Yanıldık mı yoksa?
Çünkü bu dumanla ilgili bir açıklamada bulunmadı henüz kendisi. Bir sıkıntı yaşasaydı, bölge halkının da yaşadığını düşünür, halkın ne tür tedirginlik içinde olduğunu ve halkı rahatlatmak sorularına yanıt vermek gerektiğini tahmin ederdi diye düşünüyorum.
Gerçi bugün bir “basın açıklaması” yaptı Dalaman Kaymakamı Ali Güldoğan. Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil ile birlikte “Basın’a sansür” uygulayarak bir basın açıklaması yaptılar. Basın’a Sansür uygulayarak basın açıklaması nasıl olur demeyin, bende yeni öğrendim, oluyormuş.
Dalaman ve Ortaca’da devamlı şekilde basılı 4 gazete var. Yakın bölgeler olan Fethiye ve Köyceğiz’i de sayarsam bu sayı 10’lara ulaşır. Ayrıca basılı gazete harici, internet haber sitesi ve ulusal ajansların temsilcileri var. Size bugün o toplantıyı katılacak en az 15 faal gazeteciyi sayarım. Ancak 1 kişi hariç kimse yoktu. Daha doğrusu benim araştırmamda bu çıktı. Dalamantv.com’dan Ethem Ersen, DHA Dalaman Muhabiri Ercan Kaylı, Tolgahan Kaylı, Güneyege’den Cihat Cura zaten toplantıdan haberleri olmadığını hem bana, hem de yorum olarak belirttiler.
Bu derece önemli bir olayla ilgili düzgün bir açıklamayı, bu saydığım bölgeler harici Ulusal basın bizzat muhabir ve canlı yayın ekibi dahi gönderirdi.
Toplantıya katılanlara sorduğumda bir tek orada AA muhabiri Ömer Kundakçı olduğunu öğrendim.
Kısaca bağımsız, sorgulayıcı basın yerine devletin ajansı olan Anadolu Ajansı muhabirine özel yapılan bir açıklamayı, Basın Açıklaması diye sundular. Soran ve sorgulayan yok, sadece kendilerinin yayınlanmasını istedikleri açıklama. Mükemmel.
Keşke Basın Açıklaması demeyip, özel açıklama olduğunu belirtselerdi.
Ne söylediklerini merak ediyorsanız araştırıp bulun. Bize yapmadı sonuçta ancak şunu söyleyeyim, bizim ve halkın merak ettiği, tedirgin olduğu hiçbir konudan bahsetmediler.
Sanırım soru sorulup, gündem yaratmak istemediler. Yoksa bölgede yaz nüfusu ile birlikte belki 100 belki 200 bini aşan insan nüfusunu ilgilendiren ve halk dilinde “Çevre Felaketi”ne dönüşen bir konuda buradaki yerel gazetecileri çağırıp, halkın bilgilenmesini isterlerdi değil mi?
Bugünkü açıklamada bir şey dikkatimi çekti. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil fabrikada bulunan cam kırıkları, kağıt, karton, plastik ve benzeri insan sağlığın zararlı olmayan atıkların yanı sıra, boya kutuları, pil, batarya, ibc gibi atıkların bir arada olduğu ve dağınık şekilde depolandığını tespit edildiğini ve Bakanlıkça da verilen çevre izin belgesinin bu atıklar yüzünden yüzünden iptal edildiğini ve ceza kesildiğini belirtiyor.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim ilk konu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil burada, “Çevre ve insan sağlığına ciddi şekilde zarar vermesi” nedenini gösteriyor! Fabrika bu atıkları ne zamandır depoluyor, neden bu atıklar bu güne kadar devlet tarafından kontrol edilmedi ile çevre ve insan sağlığına ne derece zarar verdi ve vermeye devam edecek soruları geliyor insanın aklına ilk olarak.
Az önce belirttiğim Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömür Özdil fabrikanın kapatılmasında yangın ve yanan maddeleri göstermedi. Peki bu atıklardan yanan maddeler içinde var mıydı? Sorusu bir başka merak ettiğim. Ayrıca madem bu atıkların depolanması nedeniyle ceza yazıldı, çıkan yangın ve günlerdir soluduğumuz duman için ayrı bir ceza yazılacak mı? Sorusu da hemen akla geliyor.
Soru çok dedim ya ancak cevaplayan yok ne yazık ki! İşte o sorulardan bazıları,
Mesela Seka zamanında fabrikadaki selülozün dağılmaması ve kaybını önlemek için için zemine kimyasal madde ile koruyucu döküldüğü, yangın çıkan ve hala sönmeyen alanında burası olduğu. Bu doğru mu? Doğru ise Seka zamanında yada Mopak zamanında bu zemindeki kimyasal temizlendi mi? Temizlenmediyse şu an soluduğumuz “zehir”de ne oranda bu kimyasal madde var.
Yangın ne zaman söndürülecek? Ve neden söndürülemiyor?
Yanan maddeler tam olarak neler?
Orman yangınlarında ağaç ve otların dumanı ile insanı öldürebiliyor. Burada plastik ve reçineden bahsediliyor ki birçok kişi de “kimyasal ve diğer atıkların”da olduğunu iddia ediyor. Bu yangın nedeniyle maruz kaldığımız duman tam olarak bize ne tür zarar veriyor? Sebze/meyvemizi, suyumuzu, çocuklarımızı nasıl etkileyecek. Ne tür önlemler almamız gerekiyor?
Yangınla ilgili bir sürü itham var. Fabrika itfaiyeye geç aradı diyen de var, fabrika itfaiyeyi zamanında aradı ancak geç geldiler diyende. Fabrika araç bulamadı diyende var, her türlü araç vardı, ihmal ettiler diyende. Bu soruların yanıtları ne olacak?
Mopak yetkililerine de sorular var. Yıllardır Dalaman’ın ekmeğini yiyen sizler, Dalamanlılara ve bölge halkına bir açıklama bulunma nezaketinde bulunamaz mısınız? Yıllardır kokusu, gürültüsü vb.birçok etkeni maruz kalan bu halka en azından bunu borçlu değil misiniz? Neden sessiz kalıyorsunuz?
Ve Mopak işçileri. Ama fabrikadan, ama oradaki işçi/işçilerin hatasından yada diğer nedenlerden bir yangın çıktı ve fabrika kapatıldı. Tam rakamı alamadık ama 200’ü aşkın insandan bahsediliyor. Devlet fabrikayı kapatırken, bu insanlar için ne tür önlem düşündü. Bu kadar insanı fabrika bir anda kapı önüne mi koyacak? Yoksa devlet bu insanların haklarını savunmalarına destek verip, sonra ki süreçte de geçimlerini sağlayacak alternatif yöntem sunacak mı?
Ve Fabrikanın bulunduğu alan var. Orası ile ilgili de bir sürü sorular var. Şimdi orası ne olacak?
Daha birçok soru var sorulması gereken ama ne yazık ki bu soruları yanıt vermesi gereken bizim Muğla’daki muhataplarımız olan Muğla Valisi, Muğla İl Sağlık Müdürü ve Dalaman Kaymakamı bir yanıt vermiyor. Umarım bir yetkili çıkar ve halkı bilgilendirme yada gerçek anlamda bir basın açıklaması yapar da bu dumanla kaç gündür yaşamak zorunda kalan Dalaman ve Ortacalıların kafasındaki sorular da cevabını bulmuş, en azından sorular havada kalmamış olur.
Mete Sönmez Batı Haber
Bu haber 434 defa okunmuştur.
YORUMLAR