Bin yıllık gelenek: Yörüklerin tarihi yaylaya göçü yıldızların altında sürüyor

18. Göcek-Gürsu-Pırnaz Yayla Yürüyüşü'nde a doğa, tarih ve kültürel etkinliklerle, dostların yolunda yürüdük!.. Kekik kokularında, çam ağaçlarına teslim olduk… Doğa aşkıyla baş başa ve her şeyden uzaktayız!..

Bin yıllık gelenek: Yörüklerin tarihi yaylaya göçü yıldızların altında sürüyor
28 Haziran 2021 - 15:25 - Güncelleme: 30 Haziran 2021 - 15:12

NURETTİN DEMİR
GÖCEK - Yörük kültürünün bir parçası olan ve göçü sembolize eden, geleneksel “18. Göcek-Gürsu-Pırnaz Yayla Yürüyüşümüze” coşkuyla başladık.
   Bin yıldır devam eden sahilden, yaylaya göçün geleneğini sürdüren Göcekliler, 2003 yılında ilk defa dostlar arasında gerçekleştirilen Göcek yayla yürüyüşüne başlamışlar.
   Her geçen sene artan katılımlarla bu etkinliğin geleneksel ve kitlesel bir etkinlik haline gelmesini sağlamışlar.
   İkinci yürüyüşte Darpaklı Şerif Hoca'nın bir türkümüz olsun fikriyle her geçilen yerin adının içinde bulunduğu dizeler oluşturulmuş. Daha sonra Teke türkülerinin ezgisine yakın bir ezgiyle türküler seslendirilmiş.
   On altı yıldan bu yana yapılmakta olan “Göcek’ten Pırnaz Yaylasına” isimli, dört gün sürecek etkinlik kortej yürüyüşü Göcek meydanındaki kutlamalarla 23 Haziran Perşembe günü başladı.
   BATI TOROSLARIN EN BÜYÜK YAYLA GÖÇÜ
   100 km'ye yaklaşan yürüyüşümüzde, zorlu parkurlar olsa da, doğanın farklı renklerini hayran hayran izleyerek, kokusunu içime çekerek, keyifle yürüdüm. 
      Etkinlik yörüklerin öz kültürünün geleceğe yansıtılması bakımından çok önemli. Yürüyüşe Fethiye ilçesi Göcek’lilerin yanı sıra farklı illerden de katılımlar gerçekleşti. Yeni insanlar tanıdık, sohbet ettik, paylaştık.

   Geçmiş dönem CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir; "Bizler burada yüzyıllardır süren bir geleneğin temsilcileriyiz. Yörük göçü sadece bir göç sadece bir yürüyüş değildir. Orta Asya’dan Anadolu’ya büyük bir demokrasi ve hoşgörü yolculuğudur." ifadesindeki gibi demokrasi ve hoşgörü yolculuğuna katılmaktan, geleneğin bir parçası olmaktan her katıldığımda büyük mutluluk duydum.18 yıldan bu yana düzenlenen yürüyüş hem kültür gezisi, hem doğa ile iç içe kaynaşmayı sağlıyor. Yürüyüşe ilgi her yıl artıyor.

   Büyük bir heyecanla katıldığım yürüyüşte yeni dostlar edinmek, yeni bilgiler ve deneyimler sayesinde doğanın bedenimi ve ruhumu kucaklayışıyla insan şifa buluyor.

   Toroslardan 2800 m den. kar kuyularından getirilen kar, pekmezle birlikte karılarak şerbet yapılır. Yörüklerden Kar Şerbeti içtim. Bu geleneğin yaşatılması hem kültürümüz ve hem de sağlıklı yaşamımız açısından önemlidir.

   Dört gün süren yürüyüşün belli etaplarında konaklıyoruz. Konakladığımız yerlerde hem dinleniliyor hem de eğleniyoruz. Yörük atalarının yaylaya (yaylak) çıkılan eski göç güzergâhını takip ederek yürüdük.  Onların gittiği yollardan gittik. Konakladıkları yerlerde dinlendik ve soğuk suların başında tıpkı ataları gibi eğlenerek, sohbetler yaptık. Eskileri anarak yol aldık.
   Doğa sevgisinin yoğun yaşandığı yayla yolculuğunda, küresel ısınma ve içilebilir su kaynaklarının özenle korunması gerektiğini daha iyi anlıyorsunuz..
   100 kilometrelik 18. Göcek-Gürsu-Pırnaz Yayla Yolculuğuna hadi voyn dedim, bu yılda keyifle yürüdüm…
   yaylalarda, dağlarda…
   Doğayı seviyorum. Yörük kültürünü, hayata bakışlarını, insana olan sevgilerini, paylaşımlarını önemsiyorum.
   Her yıl gelişen ve katılımın arttığı yayla yürüyüşü boyunca, Kızıldere, Karanfilli, Gürsu Köyü, Pırnaz Köyünden geçtik. Anlatılanlara göre; Göcekliler'in yaylası (Pırnaz'da) olarak bilinen Göcek içi mevkisinin varış noktası olması dolayısı ile "Göcek’ten Pırnaz Yaylasına" adı verilmiş. Pırnaz'ın batısında bulunan Göcek içi mevkisinde Göcekliler'in evleri bulunuyor. Burası kışın kar yağarsa kar eğlenceleri için, yazında beş aya yakın süreli kalınan bir yerleşim yeriymiş. Ardıç, Pıynar ve Çam ormanlarının içinde nadide yerlerden birisiymiş.
   Düzenleme Komitesi Başkanı eski CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, ''Yürüyüşteki temel amacımız bu geleneği yaşatmak, atalarımızı torunlarımıza anlatmak. Ancak bunun yanında güncel sorunlara da dikkat çekmeye çalışıyoruz. O nedenle birkaç yıldır da çevre sorunlarına dikkat çekiyoruz. Küresel ısınmaya karşı duyarlılığı diri tutmaya ve doğayı tanıtmaya çalışıyoruz.'Atalarımızın yüzyıllardır yaptığı bu yayla yolculuğunu yaşatarak onları anıyoruz ve o zamanki şartlarda doğa zorluklarını çekerek nasıl yaşadıklarını hissediyoruz” dedi.
   Çadırda konaklamayı seven, “100 km yürüyebilirim” diyen yörük kültürünü tanımak ve yaşamak isteyen, doğa aşığı herkesi bekliyoruz.

   Bu geleneğin yaşatılması hem kültürümüz ve hem de sağlıklı yaşamımız açısından önemlidir. Anadolu kültürünün yaşaması için sürdürülen yürüyüşün onunda eskiden yapılan birçok yarışmalar, aktiviteler de gerçekleştiriliyor.
   Derler ki; "Yörük Göçünün sonu, yani vuslata eriş, yaylaya varış günüdür... Yaylaya varan yörüğün keyfi yerine gelir, yârine kavuşan sevgili gibi...."
   Beşkazanın doğu ucu Pırnazdayız... Prof.Dr. Nurettin Demir öncülüğünde Perşembe günü başladığımız yörük göçü neşeyle, şenlikle 26 Haziran Pazar günü sona erdi...
   Atatürk "Ey ağalar beyler, Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz, dumanı da tütüyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez" demiştir.
   Atatürk’ün Yörüklerle ilgili bir sözü daha var: “İnsanlık, eski Mısırlarıyla, Yunanistanlarıyla, Romalarıyla ve bunlar bütün bedii eserleriyle ayağa kalksa ve başlarında bugünün kendi verimleri olan bütün medeniyeti, musikileriyle, şiirleriyle, sanatlarıyla ve bütün eserleriyle gözümün önüne dikseler, dikilseler.., benim gözüm, benim duygum, benim sevgim, yine ıssız dağlar başında yanık kavalını üfleyen, yarım çarıklı Türk çobanındadır.”
   Ekilmeyen tarlalarımız, boş ambarlarımız ve hazırcı insanlar olduğumuz sürece özgürlüklerimizden kaybederiz.
   Bu nedenle Atatürk “Gidip, Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez" demiştir.
   Cumhuriyetin ateşi sönmesin!..
   Katılan dostlara, gönül desteği verenlere, Fethiye Belediye personeline ve katkı koyan herkese sevgiyle, selamla teşekkür ederim….
   Torosların en büyük yayla göçünde, “19. GÖCEK-GÜRSU-PIRNAZ YAYLA YÜRÜYÜŞÜNDE”  2022 yılında doğa sevdalıları ve yörük kardeşlerimle buluşmak dileğiyle...



Bu haber 1119 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Balıkçılar dikkat! Denizlerde av yasağı başladı
Balıkçılar dikkat! Denizlerde av yasağı başladı
Fethiye'de Ünal Şöhret Dirlik son yolculuğuna uğurlandı
Fethiye'de Ünal Şöhret Dirlik son yolculuğuna uğurlandı