UÇURTMAM AĞACA TAKILDI

Şule Becer suleaknc335@gmail.com

                                       UÇURTMAM AĞACA TAKILDI
Hepimizin içinde uçmak için can atan uçurtmalar mevcut.
Ama ne kadar uçurtmaların varlığının farkındayız?
Genellikle görmezden geliyoruz, çünkü uçmasını istediğimizde ağaçların dallarına takılıyor, ağaçlarla mücadelemiz, ağaca duyulan öfkeye dönüşüyor ve tüm enerjimizi ağaçların dallarından kendimizi korumaya, yarattıkları sorunlarla baş etmeye harcıyoruz.
Platon’un sözü bu noktada son derece anlamlı.
   ‘’İnsanın kendini yenmesi en büyük zaferdir’’
 Özellikle biz kadınlar açısından bu kendini yenme süreci nasıl gerçekleşecek?  Bizim gibi yüzlerce yıl öncesinin, kadını evlilikle sınırlayan, evliliğin içindeki  rollerle tanımlayan, dogmatik, kadını değersizleştiren, varlığını hiçliğe dönüştüren, değer öğretilerine ‘Körü körüne’ bağlı toplumlarda, yalnızca kadınlara değil,’ CAN’ eşitliği bakımından erkeklere de büyük haksızlıklar yapıldığı, bireyin eşsiz, biricik yaşamının ağaçlar tarafından anlamsızlaştırıldığı, hiçe sayıldığı, kadınlara benliği, fizyolojisinden dolayı ‘Suç unsuru’ yaklaşımıyla hayatında köleliğin, hizmetkarlığın reva görüldüğü, öncelikle hissetmesi gereken ‘Kendini sevme, kendine değer verme’ duygusunun engellendiği, mutlu olma hakkının elinden alındığı düşüncesindeyim.
Dünyaya bir defa geliyoruz, hepimiz eşsiz biriciğiz, yalnızca kendimiz olup, benliğimizde var olan gerçeklerimizi gerçekleştirmeliyiz. Acımasız ağaçların, kurumuş, yaralayıcı, dikenli dallarını fark edip, onlardan kendimizi koruyarak, kendimize hak ettiğimiz değeri vermeli, bizi mutlu edecek uçurtmaları mutlaka uçurduğumuz ‘ANLAMLI’ bir hayat yaşamalıyız