Amerikada'ki Bodrum'lu

Prof. Dr. Musa Pınar Musa.Pinar@valpo.edu

Eğitimin Önemi; Ekonomi, İnovasyon (1)

Sevgili Hemşerilerim, Göcek Gazete okuyucuları sizlere Amerika'dan ilk yazımla merhaba diyorum. Selamlarım ve sevgilerimi gönderiyorum.  Amerikadaki bir Bodrumlu hemşeriniz olarak "ülke sorunları, yöreseme ilişkin düşüncelerimi, önerilerimi ve zaman zaman Amerika'dan Türkiye nasıl görülüyoru" bu köşeden yazacağım. Yorumlarınızı, eleştiri ve önerilerinizi bana yazarsanız mutlu olurum. Koronasız ve sağlıklı, güzel günlerde buluşmak dileklerimle.

Prof. Dr. Musa Pınar
Professor of Marketing, Paul H. Brandt Professor of Business
Valparaiso University, USA
Musa.Pinar@valpo.edu


Bugün Ekonomi, refah ve kişi başı gelir ile ekonomik ilişkiye değinmek istiyorum. Ayrıca İnovasyonun önemine değineceğim.

Eğitim, her ülkede en çok konuşulan, tartışılan ve ilgi gören konulardan birisidir ve bu
tartışmalar asla bitmez.

Eğitimi bu kadar önemli yapan nedir diye eminim hepimiz sormuşuzdur kendi kendimize. Bu
soruya çeşitli cevaplar bulmaya çalışırken, sanırım akla gelen en temel konu ekonomik
gelişmişlik ve refah seviyesi ile yakın ilişkilidir diyebiliriz.

Son zamanlarda çok sık kullanılan kelime ve cümlelerden birisi de ‘dış mihraklardır’. Genelde bir şeyler kötüye gittiği zaman ‘dış güçler, dış mihraklar’ şunu yaptı, bunu yaptı, tehdit etti cümlelerini sıkca
duymaya başlarız. Bu olgu, düşünce kendinin çok güçlü olduğunu! iddia eden bir zihniyeti temsil
edenlerin ağzında çok eğreti duruyor. Beceriksizlik ya da diğer sebeplerden kaynaklanan kötüye
gidişi hemen dış güçlere bağlamak, kara mizah gibi bir şey.

Eğer dış güçler bir ülkenin işine karışıp sıkıntı ve zorda bırakmak isterse bunun en temel ve
kolay yolu o ülkenin eğitimini yavaşlatarak zayıflatıp, körleştirip gelişmesini engellerler diye
düşünüyorum.

Ülke eğitim gelişiminin engellenmesinin sayısız sonuçları olmakla birlikte uzun vadede en
öncelikle ekonomik gelişmeyi önler. O ülkenin her alanda rekabet gücünü zayıflatır, gelişmiş
ülkelere muhtaç bırakır. Bu da ileri dönemde ‘iş–aş’ sorunu yaratacağından ülke içinde kaosa ve iç
karışıklıklara sebep olabilir.

Dış güçlerin ülkelerin eğitimlerini engellemesi ile gelişmişlik arasında nasıl bağlantı var diye
sorulabilir.

Eğitim, ekonomik gelişme ve büyüme için en önemli faktörlerden biri olup, insani gelişmenin temelini ve özünü oluşturur. İnsanlar olmadan nasıl ki bir ülke olamazsa, eğitim olmadan da ülkelerin
ekonomik gelişmesi mümkün olamaz.

Örneğin, dünyanın en çok nüfuslu ülkeleri (Hindistan, Çin gibi), en gelişmiş, refah seviyesi
en yüksek ülkeler değildirler. Grafik 1 de görüldüğü gibi, eğitimi en yüksek ülkeler olan İsveç,
Finlandiya, Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya refah ve gelir seviyesi de en yüksek
ülkelerdir. Bunun yanında eğitim seviyeleri düşük olan Uganda, Pakistan, Hindistan, Ukrayna,
Tunus, Türkiye, Rusya gibi ülkelerin gelir seviyesi de düşüktür. Ama Güney Kore yüksek
eğitimi sayesinde gelir düzeyi gelişmiş ülkeler ile neredeyse aynı seviyeye gelmiştir. Bu da
eğitimin ülkelerin gelir seviyesi için önemini açıkça göstermektedir.

Kaynak: Gekir - Wolrd Bank: https://data.worldbank.org/indicator/NY.ADJ.NNTY.PC.CD Education: Wikipedia, the free encyclopedia, https://en.wikipedia.org/wiki/Education_Index

Eğitimin çok çeşitli katkıları olmasının yanında, bana göre en önemli olanı inovasyona olan katkısıdır.
Keza ekonomik gelişme inovasyon sayesinde hız kazanır. İnovasyon yapamayan, diğer bir
ifadeyle yenilik üretemeyen ülkeler, başka ülkeleri taklit ederler ve bununla da ekonomik gelişme
sağlanamaz!!

Peki inovasyon neyi gerektirir diye sorduğumuzda, cevap da tabi ki eğitimdir. Eğitim olmadan
inovasyon da olamayacağı ve de inovasyon olmadan ekonomik gelişme olmayacağı açıktır,
kesindir, nettir.

Zaten bir ülkenin (buna mikro seviyede kişiler ve/veya firmalar da dahil edebilirsiniz) kazancı, o ülkenin eğitimi düzeyi ile ilişkili olup, eğitim seviyesi kadar olur. Tabi ki istisnalar olmakla beraber, gerçekte ülkelerin gelir seviyeleri (kişiler ve kurumlar da dahil) eğitim seviyesini asla aşamaz, aşan istisnalar varsa da uzun süreli olmaz, olamaz.

Yukarıda sunulan Grafik 1, bazı ülkelerin eğitim ve gelir seviyelerini göstermektedir. Grafikten de görüleceği üzere, eğitim seviyesi arttıkca, kişi başi gelir de artmış veya eğitim seviyesi azaldıkça, gelir seviyesi de düşmüştür. Yani, eğitim seviyesi yüksek olan ülkelerde kişi başı gelir yüksek, eğitim seviyesi düşük olan devletlerin ise kişi başı gelirleri de düşüktür. Türkiye‘nin alt sınırlarda olmasının eğitim seviyesi ile ilişkili olduğu söylenebilir. Bu da kişi başı gelirin artması için eğitim seviyemizi arttırmanın önemine işaret ediyor. 

Devamı Yarın
Eğitimin Önemi; Savunma, Değişim (2) bölümüne yarın devam edeceğim.